Kulaktaki denge merkezi İşleyişi
Taekwondoda
kulağa gelen darbeler büyük önem taşır.Çünkü her ne kadar koruyucu olsa da kulak
bölgesine gelen hafif bir darbe bile sporcuyu etkilemese de baş dönmesi ve
dengenin bozulması ile sonuçlanacağından nakavt ile maçı kaybetmesinde neden
olur.
Bunun nedeni kulakta bulunan denge merkezidir.İç kulakta bulunan yarım daire
kanallarından beyne iletilen uyarılardaki bozulma dengemizin bozulmasına neden
olan en önemli etkendir.
Kulağımız 3 Bölüme ayrılır:
1-Dış kulak (sesin çevreden kulak zarına iletildiği bölüm)
- 2-Orta kulak( kulak zarından başlar. Burada sesleri
birbirine ileten üç kemikçikten oluşmuştur)
- 3-İç kulak (Salyangoz ve yarım daire kanallarından
oluşmuştur. Salyangoz, diğer adıyla koklea işitmeden, yarım daire kanalları
ise dengeden sorumludur (vestibuler sistem). Yarım daire kanalları zardan
oluşmuş tünellerden meydana gelmiştir. Birbirine dik duran bu tünellerin
içinde endolenf denilen bir sıvı vardır. Hareket halinde yer değiştiren
sıvıdan beyne iletilen uyarılar denge kurmamızı sağlayan önemli olaylardan
biridir.
Iç kulak, oldukça karmasik bir
yapiya sahiptir. Temel olarak iki sistemden oluşur. Vestibüler sistem, denge
olayı ile ilgili sistemdir. Koklear sistem ise ses titreşimlerinin sinir
uyaranlarına dönüştüğü yerdir. Orta kulaktaki son kemikçik oval pencere adli
zari titreştirir ve bu titreşimle koklea (salyangoz) içindeki koyu kivamli
sivi harekete geçerek sinir uçlarını uyarır. Kulağın en hassas kismi olan ve
binlerce tüylü hücreden oluşan bu bölgenin farklı yerleri farklı
frekanslardaki seslere karşı duyarlıdır. Kokleadaki sinir uçlarının uyarımıyla
ses beyne iletilir.
İç kulaktaki Yarı dairesel kanallar o şekilde yerleşmiştir ki uzayda
aşağı-yukarı, öne-arkaya, sağa-sola hareketlerin tümünü algılayacak bir diziliş
gösterirler.
Bu kanallar içinde de sıvı içine yerleşmiş zar ve titrek tüylü
hücre sistemi bulunur. Kafanın herhangi bir yöne hareketinde kemik yapı hemen
yer değiştirir. Oysa bu kanallar içindeki sıvının ataleti söz konusudur. Bu sıvı
içine uzanan titrek tüyler sıvı ile birlikte dururken, zarlara ve kemik yapıya
sıkı sıkıya bağlı hücreler hareket eder ve tüyler hareketin ters tarafına doğru
yatar. Tüylerin bu hareketi denge siniri aracılığıyla beyinin ilgili bölgesine
taşınır ve burada işlenir. Bu durumu içi su dolu bir kovanın çevrilmesine
benzetebiliriz. Kova kolayca döndürülse de içinde bulunan sıvı bir süre sonra
harekete eşlik eder. Hatta kova durdurulduğunda sıvı bir süre daha eski yöne
dönecektir. Bu durum aslında herkesin mutlaka denemiş olduğu bir deneyi de
işaret etmektedir. Kendi etrafımıza döndüğümüzde bir süre zorluk çekeriz. Ancak
daha sonra sanki duruyormuşuz gibi bir his oluşur. Mevlevilerin akıl almaz
dönüşlerinin sırrı da aslında budur. Daha sonra aniden durduğumuzda ise sanki
ters tarafa dönüyormuş gibi olur. Dengemizi ve vücut oryantasyonumuzu sağlayan
tek yapı iç kulaktaki denge organı değildir. Gözler, deri ve daha derin
yapılardan gelen uyarılar beyin ve beyinciğin katılımıyla karmaşık bir işlev
görürler. Ancak iç kulak denge organının bu duyu içindeki payı oldukça fazladır.
(Yandaki Şekil )
kafamıza bir darbe aldığımızda iç kulaktaki yarım daire kanalları içindeki darbe
sonucu oluşan hareketlenme başımızın hareketine uymaz.Yani başımızı sabit tutsak
bile iç kulakta hareketlenme beyne iletileceğinden baş dönmesi oluşur.Ayağa
kalksak şuurumuz son derece açık olsak bile sağa sola sendeler ve düşeriz.
Bu konumda yapacağımız şey yere yakın durmak ve sabit bir noktaya takılarak
hareketsiz kalmaktır.hakem 6-7 ye sayıncaya kadar bekleyerek darbe etkisinin
geçmesini beklemek (iç kulaktaki hareketlenmenin azalmasını) en uygun yoldur.Baş
dönmesi geçince ayağa kalkmak gerekir.Aksi taktirde ayağa kalkınca sağa sola
sendelemek demek hakemin net kararla sizi nakavt ilan etmesi demektir.
|