Bilgelik Öyküsü …!

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi; sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi… Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.

Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;

aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

Geniş ve rahat olmayı öğrendim...

Ölümün dışında hiçbir şey göründüğü kadar önemli ve acil değil...

Coşkulu ve neşeli olmadığım zaman bunun hiç kimsenin suçu olmadığını

ve gülümsemem gerektiğini öğrendim...

Cesur olmayı, değilsem bile öyle davranmayı öğrendim...

Nasılsa arada ki farkı kimse anlamıyor...

Cazibemle 15 dakika idare edebildiğimi, ondan sonra mutlaka bilmem gereken bir şeyler olduğunu öğrendim...

Kolay ulaşılabilir ve anlaşılabilir olmanın hiç karizmatik olmadığını, belirsizliğin çok daha fazla prim yaptığını öğrendim.

Hiç kimsenin sır saklamadığını öğrendim. Çünkü herkes birine söylemek ihtiyacı hissediyor.

Özel hayatında işler sarpa sardığında çabalamamak gerektiğini, sakin kalmak ve beklemek gerektiğini öğrendim.

Kendini çok fazla önemsememek gerektiğini, herkesin kendine göre çok önemli olduğunu öğrendim.

Yanıtını bilmediğim ve emin olmadığım konularda bilmiyorum demenin daha faydalı olduğunu öğrendim...

Ağzımı kapalı tuttuğumda fazla hata yapmadığımı öğrendim...

Başarıya çıkan bir asansör olmadığını, tırmanmak gerektiğini öğrendim...

İnsanların bana sadece ben izin verdiğim şekilde davranabildiklerini öğrendim...

Kıskançlığın, mutluluğun düşmanı olduğunu ve mutlu olmak için başkalarına güvenmenin sonsuza kadar hayal kırıklığı getirdiğini öğrendim...

İnsanların kendinden daha az başarılı insanlarla başarısını,

Mutsuz insanlarla, mutluluğunu konuşmaması gerektiğini öğrendim...

Başkasının anlattığı ile birini değerlendirmemeyi, tanıdığında bambaşka biri çıkabileceğini öğrendim.

Başkaları için olumsuz düşünüp acımasız ve kırıcı olanların aslında,

güçsüz kimseler olduğunu ve sevgiyi sadece güçlü insanların bildiğini öğrendim...

İnsanlara artık kızmıyorum çünkü hayatlarında hataları, sorunları, mutsuzlukları olan insanların, karşılarındakileri kendi yerlerinde görmeye çalıştıklarını öğrendim...

Ben bu hatayı nasıl yaptım demek yerine en mükemmel düşünenlerin bile hata yapabileceğini, önemli olanın ders alıp yinelememek olduğunu ve yeni hatalardan daha az zararlı çıkmayı öğrendim...

Hayatta ki en önemli çözümün neyin önemli olduğuna karar verip, gerisini çöpe atmak olduğunu öğrendim...

Beni eleştiren, bana bir şeyler söyleme yetisini kendinde bulanlara, cevap vermemeyi öğrendim. Çünkü hiçbir zaman bitmeyecektir….

Sadece ders almak için arkama bakmayı, sadece yüksek sesle düşünebilmek için sorunumu bir başkasına anlatmayı öğrendim... Çözüm için değil...

İmkansız diye bir şey olmadığını, çok istediğimde imkansızı elde edebildiğimi, asıl savaşı kazanabilmek için küçük çarpışmaları kaybetmeyi göze almayı öğrendim...

Zamanı ve sözleri dikkatsizce kullanmamayı öğrendim... Çünkü geri alamıyorum...

Ne kadar çaba harcarsam harcayım, bazılarının mutsuzluk için her zaman neden bulabildiğini öğrendim... Artık çabalamıyorum.

Önemli olan şeyin başkalarının benim hakkımda ne düşündükleri değil, benim kendim hakkındaki düşüncelerim olduğunu öğrendim... Kendimi yargılıyorum...

Affetmek ve Unutmak... Eğer güçlüysen başarabildiğini ve kin tutmanın beni rahatsız ettiğini öğrendim...

Üçüncü bir şans vermemek gerektiğini öğrendim.

Nerde ve ne şartlarda olursa olsun, yaşadığım yeri güzelleştirmeyi öğrendim...

Sürekli; Ben dürüstüm, Ben doğruyu söylüyorum, Sen farklısın diyenlerden kuşkulanmayı öğrendim...

Durum ne kadar vahim olursa olsun, soğukkanlılığımı yitirmemeyi, gülümsemeyi, her şeyi negatif ve kötü düşünen, mutsuz olan insanlardan ayrı kalmayı öğrendim...

Beni kızdıran birine cevap vermeden önce 10 saniye düşünmeyi, nefes almayı ve kendime sakinleşmek için zaman tanımayı öğrendim...

Bugünkü her üzüntümün ve her acımın, benim yarınki mutluluğumu hazırladığını öğrendim...

Yapmak istediklerimden asla vazgeçmemeyi, büyük düşlerin gerçeklerden daha güçlü olduğunu ve başarmanın en kısa yolu olduğunu öğrendim...

Kaybedecek neyim var demek yerine, yaşadığım her şeyde kazanacak çok şeyim var demeyi öğrendim...

Hayatı gereğinden fazla, ciddiye almamayı öğrendim...

Bir insanın hayatta sahip olabileceği en değerli şeyin çocuğu olduğunu, gerisinin hikaye olduğunu öğrendim.

Gerçekten değer vereni, seveni bulduğunda (ki sayıları sınırlı) yanından asla ayrılmaman gerektiğini öğrendim.

 “En önemlisi kendime gülmeyi, kendimle eğlenmeyi, kendimi sevmeyi öğrendim”...

                   Metin DALGIÇ 3.Kademe Ant.  / 6. Dan