"KAPLAN ve
ÇİÇEK" Kaplan çiçeğe dönüp bakmaz bile.. Çiçeğinde kaplana aldırdığı yoktur. Uzakdoğu da bir hikaye anlatılır. Bir gün kaplan, annesinden ayrılmış bir ceylan yavrusunu gördü. Besbelliydi muhakkak onu yiyecekti. Çiçekte oradaydı, olayın tanığı idi. Küçük ceylanın gözleri öyle korkulu, öyle güzeldi ki, kalbinin çırpınması ta uzaklardan duyulmaktaydı. Çiçek razı olmak istemiyordu kaplanın yavruyu yemesine. Ama ne yapabilir.? “Kuvvete karşı incelik, ölüme karşı güzellik. Ne yapabilirdi.”? Kaplanın dikkatini çekmek için sapının, boynunun etrafında fır dönmeye başladı çiçek, Nitekim başardı da. Kaplan “Buna da ne oluyor?” diye yanına vardığında, çiçek boynunu büktü, yalvardı: “ Yavru küçücük. Senin dişinin kovuğuna bile gitmez. Yeme onu..” Kaplan sinsice güldü “ Bana bak dedi, sen kimsin be ? Senin gibi; milyonlarcasını ayaklarımın altında ezdim de bir tanesi “Uf” bile demedi… Çiçek dikildi birden sapının etrafında şöyle bir gerildi; taç yapraklarıyla kaplanın gözüne çarptı. Kaplan bu beklenmedik hareket karşısında şaşırdı, aklı başından gitti. “ Şu haddini bilmeze bak..” dedi, “ Ezeceğim seni.” Pençesini kaldırdı, vurdu, çiçek yere yapıştı. Ayağını çektiğinde, çiçek perişan, doğruldu. Kaplan bir pençe daha attı. Çiçek yeniden doğrulurken, acıdan ölüyordu. Ama gene doğruldu… Kaplanın gözleri ceylan yavrusunu aradı.. Yavruda olup biteni görmüş sıranın kendisine gelmesini bekliyor, ayakları titriyordu. Kalakalmıştı olduğu yerde toprak bir kuyu idi sanki dipsiz… Kaplan “ Yeter oyalandığım..” dedi, çiçeğe uzandı, çiçek bir daha çarptı kaplanın gözüne, bir öncekinden daha sert… İşte o zaman kaplan fırın sıcaklığındaki ağzını açtı, çiçeği sapından kopardı. Çiçek koparken, bütün özsuyunu zehirli özsuyunu kaplanın ağzına yayıyordu… Kaplan ceylan yavrusuna doğru yalnızca bir adım atabildi. Bir çırpıntı.. Kükredi; katılıp kaldı.. Kaplan can çekişirken, çiçeği kopan sapta bir başka çiçek tomurcuklanıyordu. Denir ki: “Çiçeklerden korkmak gerek…” Herkesin içinde bir kaplan bir çiçek vardır. Uzakdoğu çarp sanatlarında Taekwondo’da kaplanla, çiçek kavramı üzerinde çok durulur. Kaplanla çiçeğin bir insanın içinde barış içinde yaşamasını isteriz. İsteriz ki kaplan sür’atı sessizliği, kuvveti getirsin, gerekirse direnmeyi, bitkinin zehirli özsuyuda çiçeklerine renk götürsün; buram buram koku…
Metin DALGIÇ 3. Kademe Ant. / 6. Dan
|