-      

“Bu kayık da boş”

Zen ustalarından biri olan Lin Chi'den bir hikaye: 

Gençken tekneler beni büyülerdi. Küçük bir kayığım vardı ve yalnız başıma kayığımla göle açılırdım. Saatlerce kalırdım.

Bir seferinde güzel bir gecede kapalı gözlerle, kayığımda meditasyon yapıyordum. Birden bir kayık geldi ve benimkine çarptı. Gözlerim kapalıydı, bu yüzden şöyle düşündüm:

* "Biri kayığıyla geldi ve kayığıma çarptı..!"

İçimde öfke yükseldi. Gözlerimi açtım ve öfke içinde adama bir şey söyleyecekken kayığın boş olduğunu fark ettim. 

O zaman hareket edecek yön kalmadı. Öfkemi kime ifade edecektim? Kayık boştu. Rüzgarla gelip benim kayığıma çarpmıştı. Bu yüzden yapacak hiçbir şey yoktu. Öfkemi boş bir kayığa yansıtamazdım.

Gözlerimi kapattım... Gülümsedim ve sessiz kaldım. O boş kayık benim fark edişim oldu. O sessiz gece de, içimde bir noktaya geldim. 

 O boş kayık benim ustam olmuştu...  Artık biri gelip bana hakaret ettiğinde içimden diyorum ki: 

* "Bu kayık da boş..." 

Gülümsüyorum ve sessiz kalıyorum.

        Metin DALGIÇ