"Kurbağa"
Beyşehir gölü bir harikadır.Güneşin gülerek
doğduğu ve ağlayarak battığı nadir doğal güzelliklerden biridir.Göle dökülen
yüzlerce çayın kıvrıla kıvrıla ,dağlarla yaptığı dans görülmeye değer.Yaz
geldiğinde bu ırmakları takiben dağlara ,sık ormanlıklara doğru yaptığımız kros
çalışmalarını hep özlerim.
Yine bu tür bir kros çalışmalarından biri idi.Genç taekwondocularla
birlikte ırmağı takiben ormanlık alandan dağlara doğru tırmanıyorduk.Çam
hışırtıları, kuş cıvıltıları ve ırmakta ötüşen kurbağa seslerine zaman zaman
genç taekwondocuların yorgunluğunun verdiği nefes alış verişleri
karışıyordu.Nihayet eğitmenimiz ufak bir şelalenin yanında mola verdirdi.10
dakikalığına da olsa dinlenip nefesleşme fırsatımız doğdu.Hepimiz dere
kıyısına çimlere boylu boyunca uzandık.Henüz bir iki dakika dahi
oturmamıştık ki bizleri çok eğlendiren ve güldüren bir olayla
karşılaştık.Küçük bir kurbağa dereden çıkmış hemen kıyıdaki 10-15 cmlik bir
engeli zıplayarak geçmeye çalışıyordu. Ama ne talihsizlikti ki her
denemesinde sırt üstü geriye düşüyor tekrar deniyordu.Hepimize eğlence
doğdu.Minik sporcular kurbağanın her zıplamasında kahkahalara
boğuluyorlardı.Kimimiz lehte ,kimimiz aleyhte tezahürata
başlamıştık.Atlayacak atlayamayacak diye bahislere tutuştuk.
Eğitmenimiz kahkahalarımızı merak edip biraz uzaktan yanımıza geldi ve
minik kurbağanın çabalarını gördü.
-" İyi izleyin çocuklar dedi" "bunda sizler için çok büyük bir hayat dersi
var"
Ne olabilirdi ki bir kurbağanın bir engeli zıplayıp atlamaya çalışmasındaki
sır.
Hocamız devamla:
-" Bakın çocuklar bu kurbağalardan bir kaçı ormanda yol alıyorlarmış.Birden
ikisi bir çukura düşmüş.Bütün diğer kurbağalar çukurun etrafında
toplanmışlar.Çukur bir hayli derin imiş ve arkadaşlarının zıplayıp dışarı
çıkmalarına asla imkan yokmuş.
Yukarıdaki kurbağalar boşuna uğraşmamalarını söylemiş arkadaşlarına
"Çukur çok derin, yukarı çıkmanız imkansız"
Ancak çukura düşen iki kurbağa, onların söylediklerine aldırmayıp çukurdan
çıkmak için mücadeleye devam etmişler.
Yukarıdakiler ise hala boşuna çırpınıp durmamalarını, ölümün onlar için bir
kurtuluş olduğunu söyleyip durmuşlar.
Sonunda kurbağalardan biri söylenenlerden etkilenmiş ve mücadeleyi
bırakmış.Diğeri ise çabalamaya devam etmiş.Yukarıdakilerde çırpınıp durarak
çok daha acı çektiğini söylemekten geri kalmamışlar.
Ne var ki çukurdaki kurbağa son bir hamle daha yapmış, bu kez daha yükseğe
sıçramayı başarmış ve çukurdan çıkmış.
"ÇÜNKÜ BU KURBAĞA SAĞIR İMİŞ"
Evet arkadaşlar hepiniz müsabık olacaksınız ve rakiplerinizle maç
yapacaksınız.Unutmayın sizin karşınıza çıkıp rakiplerinizin çok güçlü
olduğunu ve asla kazanamayacağınızı söyleyecekler.Tecrübesinden ,
milli olmasından bahsedecekler.Ama unutmayın onların bildikleri ve
yaptıkları asla sizin bildiklerinizden ve yaptıklarınızdan başkası
değildir.Kazanma ve kayıp etme duygusu kişinin aklında ve ruhunun
derinliklerinde gizlidir.Hayatta asla yılmayın ve mücadele azminden
vazgeçmeyin.Hayatın kendiside tıpkı böyledir.Karamsar, ön yargılı korkak
insanların telkin ve tavsiyeleri sizi de aynı bezginliğe itmesin.Son
nefesinizi verinceye kadar mücadele ederseniz kazanan daima siz olursunuz."
10 dakikalık molamız sona erdi ve tekrar yukarı, ormana
doğru koşmaya başladık.
Küçük kurbağaya ne mi oldu?
Çoktan engeli aşıp temiz otların tadını çıkarmaya başlamıştı bile....... |