AMATÖR SPORLARDA BAŞARININ TEMEL ÖĞELERİ

         Günümüz gelişmiş ülkelerinde firma sahipleri ve genel müdürleri ayakta durmak için her yıl yenilik ve proje üretmek zorundadırlar.

Yenilikçi olmayanlar rakipleri ile rekabete giremeyenler yerlerini koruyamazlar. Birgün yok olup giderler.

Uçak şirketleri, turizm şirketleri de öyledir. Tirajı düşen gazeteler sorumlu yöneticileri bulur ve hep acı son gerçekleşir.

. Yoksa bu bizim işimiz değil ilgilenen ilgilensin mantığı ile harekete edilirse topu taca atmış oluruz.

Amatör sporlarda da başarının öğeleri pozitif düşünce, eğitim, kararlı olmak programlı çalışmalarla özdeşmektir.

Pozitif düşüncelerde ön yargılara yer yoktur. Burada sezgiler ve vücut dili başarmanın ilk anahtarlarından birisidir. Sporda negatif arayış ve olgulara şiddete dahii set oluşturacak kavram vucüt dilinin pozitif kullanımıdır.

Şöyle ki : Olumsuz geri bildirimi engellemenin en iyi yolu olumlu geri bildirimde bulunmaktadır. Gülümseme, gruba yarıda kesilmiş bir ilgi göstermek ve başı onaylama ifadesiyle eğmek, karşımızdakileri olumlu bir destek ve güç sağlar.

Başkalarının duygularını  sezin : İyi bir dinleyicinin en iyi özelliği muhtemelen sevgileridir. Kendini başkalarının yerine koyabilme ve olayları onların bakış açısıyla görebilmek için içtenlikle çabalama gibi özellikler tüm insanların geliştirmeleri gereken bir yetenektir.

Sporda başarının diğer bir sırrı da kararlılıktır. Bize verilen programları kuralların dışına çıkmadan uygulamaya koymamız bizim doğru bir rotada seyrettiğimiz olgusunu ortaya çıkarır. Eğer biz kendimiz bir karara varamıyorsak başkaları bizim için bir karara varırlar.

Doğru kararı vermenin birinci kuralı ne istediğimizi bilmek ve kararınızla ilgili sorumluluğu alabilmektir.

Karar vermekte geciktiğiniz her an başarıdan bir adım daha uzaklaştığımızın ilk sinyallerini o an grupla aranızda farklılıklar oluştuğu diğer grup üyelerince de negatif olarak algılanır ki bu bizim için olumsuz bir puan olarak hanemize yazılır.

Branşlarında sorumlu mevkilerde olan kişiler gruplara ( Sporcu – Antrenör – Hakemlere )

Merkezden gelen yenilikleri planlı ve programlı bir şekilde öğrencilerine aktarmalılardır. amatör spor bıranşlarının makinistleri hakemler,teknikheyetler,antrenör ve yöneticilerdir. Kurul üyeleri deneyimli ve konularına hakim kişiler olmalı. Pozitif düşüncelerle donanmış tarafsız bir hüviyete sahip olmalıdırlar. kurumda görev yapanlar ön yargıdan soyutlanmış olmaları gerekir ki olumlu başarılara imza atsınlar.

Ayrıca bağımsız hareket etme kabiliyetini kurallar çerçevesinde yürütebilmelidir.

Bu kurumlarda görev yapanlar duygu ve düşüncelerini anlatma ve düzgün konuşma kabiliyetleri olabilmeli. Şayet bilgi ve becerisi anlatma kabiliyeti olmayan kuralları ve konuları özümseyememiş kişiler arkalarında yoğun  destek oldugunu sansalar dahi  başarıya imza atmaları ortak olmaları mümkün olmadığı gibi grup içerisinde de saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır hale gelir ki bu durum diğer grup üyelerini de negatif yönde etkiler. kişi kendi grubuna olumlu bir katkı sağlayamadığı yargısına varması durumunda bulunduğu konumu değiştirmesi gerekir.özel bir şirkete yada devlete ait bir kurumda göreve başlayan görevli>

ilk adımı attığı gün düşünebilmeli daha iyiye ve güzele ulaşmak için neler yapmam gerekir.

Acaba konumu ve bulunduğum yeri dolduracak beceri ve kabiliyete sahip miyim?

Beynimde fırtınalar kopartacak kadar projeler üretip kuruma yararlı olabilir miyim ? diye düşünmeli, yaratıcı olmalı attığı ya da atacağı adımlara ve söylemlere dikkat etmeli bu da konulara hakim olmadan geçer.sayın başbakanımızın da üstüne basa basa vurgu yaptıgı üzede artık HAMİLİ KART SAHİBİ YAKINİM DİR DEVRİ BİTMELİ hamili kartla işe alınanlar varsa unutmasınlarki ikici bir hamili kart sahibinin isteği ile her an hüsrana ugrayabilirler allahtan  soludugumuz havada böyle olusuzluklar yok gözüküyor,herkes yasa ve kanunların ışıgında bu havayı tenefüs etmeye çalışıyor.zaten bir puroplem ortaya çıkmışsa hemen yasalarımız devreye giriyor buda gösteriyorki yasa ve kanunların geçerli oldugu bir ortamda yaşamak insanlara huzur veriyor.

·                     Kişi kendi grubunda iyi bir vizyon yaratmak istiyorsa taşları yerlerine iyi koyabilmeli. Vitrin tüm gönülleri aydınlatmalı ısmarlama yapılan işlerle ilgilenen ve aracı olan kişiler, yel değirmenine karşı mızrakla okla atak yapmaya kalkan kişiler birgün o yel değirmenin pervanelerine çarpılmaktan kendilerini alamazlar.

Genelde kurullarda görevli olan eğitmenler bir yarışma başlamadan önce şayet Merkez Hakem Kurulu ise performansı yüksek hakemlerin o yarışmaya en az 3 hafta önce görevlendirmeleri gerekir ki hakemler kendilerini o yarışmaya hazırlayabilsinler. (Taekwondo branşında hakemlerin çoğu memur olduğu için kurumlarından izin alabilmeleri gerekmektedir.)

Hakemler de her ayrı bir yarışmanın yeni bir başlangıç olduğunu bilmeliler.

Her an yeni bir kural oyununa hazırlıklı olmalılardır. Yarışma içerisinde stresten uzak relaks olmalı maç anında ve toplantılarda ise kurallarla ilgili soru ve sorunlara hazır olmalı ki grup içinde konumu güçlenebilsin.

Kuralları yorumlamakta ve algılamakta güçlük çekenler ya da geç kalanlar bir soru sorulduğunda ya da muhatap kaldıklarında öğrencilerine hiç böyle soru olur mu, hiç böyle olayla karşılaşılır mıymış diye söylemde bulunursak ertesi günde sorulan soru sorunun cevabı ve olay yarışma içinde gerçekleşirse eğitmen olarak biz öğrencilerin gözünde kocaman bir sıfırı hak etmiş oluruz.

Eğitmenler ya da hakemlerin kuralları iyi bilmeleri ve algılamaları kararlı olmaları kendilerinin hareket kabiliyetlerini ve performanslarını doruk noktalara çıkarır.

Yarışma öncesi organize görevlileri de yarışma da ki diğer görevli personellerle  daima iletişim içinde olmaları gerekir. Saha içi güvenlik şeridi oluşturulması için ilgililerle diyaloğa geçip zincirin halkalarını tamamlamaları gerekir. Teknik heyet ise sporcuların aktivitelerini yıl boyu yarışmalar içerisinde takip ederek ülkemiz için sonuca gidebilecek sporcuları tespitlerini sağlamalıdırlar. 

Antrenörlerin yarışmaya gelmeden önce yarışmayla ilgili genel talimatnameyi yanlarında ya da bilgi dağarcıklarında kaydebilmeli ki performansları doruk noktaya çıksın. Çünkü bir antrenörün iyi bir hakem kadar kuralları ve talimatları bilmesi gerekir ki yarı yolda kalmasın. Devamlı bilgi ve yardım ister durumu kendi branşımızda düşersek bu bizim için hoş görüntü olmaz. Antrenör olarak bizlerin sporcu ve insan psikolojisini zamanında yakalayabilme içgüdüsüne sahip olmamız gerekir. Anlayış ve hoşgörünün yanında kendi iç dünyasında yarışmalarla ilgili taktiksel projeleri üretip onun sporcularına aktarabilmelidir.

Hepimiz biliriz futbol takımlarına antrenörleri kulüp yöneticileri seçer. Aktiviteler içerisinde yöneticilerin futbol takımlarının umduğu basamakta olmadıklarını gözlemlemişler ise genellikle kulüp antrenörünün  takımı maçlara iyi hazırlayamadığı bir takım taktiksel hatalar ve oyun kurgusunun sahaya iyi yansıtılmadığı ön yargısından hareketle antrenörün görevine son verilir. Aslında bu üzücü bir durumdur.

Genelde başarı ekip işidir. Başarıya inan ekipler programlı çalışmalarla mutlaka hedefe varırlar.

Amatör spor branşlarında başarı da alt yapının yatsınamaz bir önemi vardır. Alt yapıya önem veren kurumlar orta ve uzun vade de hedeflerine ulaşırlar. Amatör branşların karşılaşmalarında idareciler ve antrenörler kadar hakemlere de büyük görevler düşer.

Özerk federasyonlarda merkez hakem kurullarının yada  diger kurulların  daha aktif başarılı olabilmeleri soru işaretlerinin çoğalmaması için merkez hakem kurulu da delege oylarıyla seçilebilmele rine imkan verecek yasal düzenlemelere uygun görüldüğü taktirde gençlik sporgenel müdürlüğümüzün ön ayak olmaları aktivitelerde ortaya çıkacak ve de çıkabilecek olumsuzlukları göğüsleyebileceği kanaatindeyim.

Konularına hakim olan performansları yüksek olan kişilerin delege oylarıyla belirlenmesi yarışmalarda başarıyı daha da arttıracağı kanaatindeyim.  bizler o zaman bazı şeyleri çantada keklik olarak algılamaktan kendimizi imtina ederiz.en azından sızlanmaların yakınmaların önüne geçilmiş olur.Başarıya kilitlenmek zorunda kalır. Delege oyları ile seçilen kişilerin şayet performansları düşerse yine delege oylarıyla bulundukları yeri terk edebilmesine olanak sağlamalı ki kimsenin bir itirazı olmasın.

Görevliler topluma kimsenin tarafı olmadıklarını yalnızca kural ve yönetmenliklerin ışığı altında yönlerini tayin eden gerektiğinde fırtınalara göğüs gerebilen birer

 mühendis olmalılar.

DİP NOT … son zamanlarda bazı kardeşlerimiz şu soruları yöneltmişlerdi?

Kural ve yönetmenlikleri g.s.g.m gov.tr den vede federasyonun web sitesinden yada özel sitelerden indirebilirmiyiz suç olumu? Ayrıca antalyadaki hakem antrenör semineri ile ilgili kurs hocalarının dersini kurs hocalarının haberi olmadan ses kayıt cihazı ile yada telefonla kayıt yapabilirmiyiz v.s?  

 Arkadaşlardan arzum kurstan verim almak istiyorsak kursa gelmeden önce konulara iyi hazırlık yapmanızı önerir kurs hocalarına da aklınıza takılan en küçük soruları hemen orada sormamız kursun ve seminerin yararını arttırır diye düşünüyorum. Kurs yerinde çay ,sohbet ve mazideki anıları ile vakit geçirmeyi düşünenler küme düşerse şaşımayalım ,şayet seminerde eğitmen olarak görev tevcih olunursa çekinmeden bana sorabilirsiniz beraberce konuları tekrar edersek bilgi dagırcıgımız okadar güçlü olur diye düşünüyorum, şu sıralar bayağı düşünceliyim köyümüzde açmayı düşündüğümüz mandıraya referansla birada hatır rica ile yönetici olmaya çalışacagım inşallah muaffak oluruz. Gerçi kendim birilerini araya koyup bu işe gönül vermiş degilim hadi hayırlısı birazda ayrı kulvarda çalışalım şu aralar bol bol hayvanlar alemi belgeselini izlemek hobimiz oldu.

GELELİM ARZU EDİLEN SUALLERİN CEVABINA.

1. 5846   sayılı fikir ve sanat eserleri kanunun Mevzuat ve içhatlar başlıklı 31. maddesi Resmen yayımlanan veya ilan olunan kanun ,tüzük  yönetmenlik,genelge ve kazai kararların çogaltılması yayılması işlenmesiveya herhangi bir suretle bundan faydalınılması sebesttir. İkinci sualin cevabı ise …….

Kayıt yapan özel kişi ve muhatap kayıttan habersiz ise önem taşıyan husus, kaydı gerçekleştiren şahsın, kaydedilen faaliyetin içinde bulunup bulunmadığıdır. Eğer özel kişi, kendisinin de içinde bulunduğu bir ânı ve faaliyeti kayda alıyorsa, muhatap kayıttan habersiz olsa dahi, bu delilin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Örneğin, özel kişi, muhatapla yüz yüze ya da telefonla konuşmaktadır ve bu konuşmayı habersizce kayda almaktadır. Burada delilin hukuka uygunluğu, iki ayrı açıdan incelenmelidir:
Bunlardan birincisi, bu kayıt eyleminin bizatihi suç teşkil edip etmediğidir. Eğer kayıt, başka şahısların özel alanlarındaki her hangi bir faaliyete ya da yine üçüncü şahısların, kamusal alanda olsa dahi, özel2 (ve gizli) nitelik taşıyan faaliyetlerine ilişkinse, bizatihi kayıt eylemi hukuka aykırıdır3. Çünkü özel hayatın ve iletişimin gizliliği, sadece kamu görevlilerine karşı değil, herkese karşı korunmuştur. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 12. maddesi uyarınca; “Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine konut dokunulmazlığına ya da yazışma özgürlüğüne keyfi olarak karışılamaz; kimsenin onur ve ününe karşı kötü davranışlarda bulunulamaz. Herkesin bu karışma ve kötü davranışlara karşı yasalarla korunma hakkı vardır”.*Keza Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz”. Bu maddede yer alan, “adli soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır” hükmü, 4709 sayılı Yasayla yürürlükten kaldırılmıştır. Keza Anayasa’nın 21. maddesi konut dokunulmazlığını korumaya almış, 22. maddesinde ise “Herkes, haberleşme hürriyetine* sahiptir. Haberleşmenin* gizliliği esastır” hükmü yer almıştır.
Görüldüğü gibi, insanlığın ulaştığı evrensel gelişmişlik seviyesi ve bu seviyede beliren ortak akıl, bireyin özel hayatını ve iletişimini, mutlak bir koruma altına almıştır. Bu koruma, sadece, kuvvetli bir suç şüphesinin varlığı halinde, suçla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesisi amacıyla, başka yoldan delil elde imkanı da yoksa ve hâkim tarafından karar verilmiş olması şartıyla askıya alınabilmektedir. Ortak akıl, “toplumsal gelişme imkanının açık tutulması” amacı ile “bireysel özgürlüklerin azami seviyede gerçekleştirilip, korunması” gayesi arasındaki dengeyi, işte bu suretle tesis etmiştir. O halde, herhangi bir şahsın özel hayatına gizlice giren, özel iletişimini dinleyen ya da kaydeden kişi, kim olursa olsun,
hukuka uygun olarak verilmiş bir hâkim kararına dayanmıyorsa, suç işlemektedir. Bu kişinin yaptığı kayıt delil olamayacağı gibi, bu suretle elde ettiği bilgiyi, tanık olarak da beyan edemez; bu hususta verdiği beyan da mutlak olarak hukuka aykırıdır.

Kanun No. 5651

Kabul Tarihi : 4/5/2007      

 Kalpten selamlar.

 Veysel Özdemir

 Taekwondo Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Üyesi