Taekwondoda Başarıyı etkileyen fiziksel parametreler.
Syn .Ali Şahinin Yüksek lisans tezinden alıntıdır.


Tezin tamamı Türk ve Koreli taekwondocuların fiziksel karşılaştırmaları üzerine kuruludur.İlgilenen arkadaşlara yollayabilirim.

Taekwondoda başarılı bir performans ortaya koymak için fiziki uygunluk gereklidir.Fiziksel ve fizyolojik yapı, yapılan spor dalına uygun olmadıkça yüksek sportif performans tam olarak gerçekleştirilemez.Ancak fiziksel uygunluk yüksek prformansın tek önemli şartı değildir.Sporda performansı etkileyen bazı fiziksel faktörler boy ve kilo, vücüd kompozisyonu, aerobik güç, anaerobik güç, kubvvet, sürhat, esnekliktir.Ayrıca teknik ve taktik başarıda müsabaka için gereklidir.
BOY VE KİLO
           Değişik toplumlar ve ırklar boy ve kilo gibi özelliklerde değişiklikler gösterir.BU özellik bilimsel araştırmalar için temel oluşturur.(Kalyon 1990)
          Vücüt ağırlığı değişik eksersizlerle enerji harcanmasını etkileyen önemli bir faktördir.Belli eksersizler vücüt ağırlığı fazla olan bir kişinin hafif olan kişiye oranla harcıyacağı enerji daha fazladır.(gürses ve Olgun 1979)
Bireylerin kilo ve boy yapıları sportif performans açısından üst limitlerin tahmininde kullanılan kriterlerdir.Ayrıca boy ve kilo ölçümleri kişilerin sağlıkları, beslenme ddurumları ,büyüme periyortları hakkında çok önemli bilgiller verir. Genel olarak çevre faktörlerinin büyüme açısından genetik faktörlerden  daha önemli olduğu bilinmektedir.(Tel 1996)
          Vücüt ağırlığı gelişmiş ülkelerde yaşla birlikte artış gösterir.Örneğin 1955 yılında yaş ortalamaları 55,5 olan Amerikalı bayanların 30 yıl önceki ağırlıklarına oranla 11 kilo şişmanladıkları tespit edilmiştir.(Hartler 1969)
          Bayanlarla erkekler arasında boy ve kilo farklılıkları 15 yaşınadan itibaren başlamaktadır.Genellikle bayanlarda   boydaki artış 18 ila 20 yaşına kadar devam ederken erkeklerde 20-23 yaşına kadar devam eder.Bayanlar erkeklere göre daha kısadır.(Tel 1996)
          Ramazanoğlu(1989) elit düzeydeki taekwondocular üzerinde yaptığı çalışmada sporcuların boy ortalamasını 176,2 (+-8,24) cm, kilo ortralamasını ise 65,5 (+-11,37)kg olarak bulmuştur. Turnagöl ve arkadaşları (1992) tarafından yapılan araştırmada milli takwondocuların boy ortalamasının176,0 (+-9,2) cm, kilo ortalaması ise 68,7 (+- 14,3) kg olarak bulunmuştur.Tel (1996) taekwondocular üzerinde yaptığı araştırmada boy ortalamasını 177 (+- 0,57)cam, vücüt ağırlığı ortalamasını 66,68( +- 11,14) kg olarak tespit etmiştir.
    Siklet sporu olmasına rağmen göreceli olarak taekwondocuların boylarının, vücüt ağırlıkları ile kıyaslandığında ,bazı mücadele sporlarına nazaran ince ve uzun yapıda oldukları söylenebilir (Tel 1996)
VÜCUT KOMPOZİSYONU
     İnsan vücüdu yağ,kemik, kas hücreleri ile hücre dışı sıvılardan oluşur.Vücüt kompozisyonu bu dört gurubun beeirli oranlarda bir araya gelmesiyle mükemmel bir hale gelir.(kalyon 1990)
     Kas ve yağ dokulareı analiz edildiğinde , kas hücrelerinin %70'i su %7'sinin yağ ,%22'sinin protein olduğu tespit edilmiştir.Vücudda yağ hücrelerinin fazla olması ,kaslar üzerinde frenleyici etki yapacağından kaslar görevlerini ekonoımik ve etkili bir şekilde yerine getiremiyeceği   için hareketler kısıtlanacaktır.(Ziyagil 1991)
     Vücüt kompozisyonunu etkileyen en önemli faktörleri yaş,kas yapısı ,fiziksel aktivite,hastalıklar ve beslenme olarak sayabiliriz.(Doğu 1984)
     Vücüt yağ dokusu ,insan vücudunda yapısal bir bölümdür.Vücut yağının 3 önemli fonksiyonu vardır.Bunlar.
a-Vücut ısısını koruyan bir izalatör
b-Enerji üretimiiçin metabolik bir yakıt.
c-Koruma için tampon
     Böylece vücüt yağının organizmada belirli bir miktarda bulunması esas bir gerekliliği arzeder. Her insan için farklı oranlarda bulunur. Yağ dokusu inaktiftir ve performansı olumsuz yönde etkileyen bir faktördür.Genellikle bireylerin aktivetelerde düşük yağ oranın asahip olması fiziksel performansta daha çok iş yapmasını sağlar.Yağ kolay okside olmadığından hızlı enerji üretimine katkısı fazla değildir.Aynı zamanda lüzumsuz bir kitle olduğundan fazla enerji harcanmasına neden olur.Antrenman tipine bağlı olarak yağ kitlesi azalır.(Akgün ve Ark 1989)
     Genellikle vücüt yağ oranının normal değeri erkekler için total vücut ağırlığının %10-15 kadınlar için ise % 15-20 ,Erkeklerde %20 den ytukarısı ,kadınlarda % 30 dan yukarısı şişmanlık olarak kabul edilir.(Zorba ve ziyagil 1195)
      Spor branşlarını incelediğimizde futbolcuların vücut yağ yüzdesi (VYY) 7,36 (+-0,48 ) (Yamaner 1990)
Kuter ve Öztürk (1992) tarafından yapılan çalışmalar basketbolcuların yağ yüzdesi 10,7( +-0,75) ,
Yaman ve coşkuntürk (1992) tarafından yüzücülerde yapılan çalışmalarda ise %8,8(+-3,2) olarak bulunmuştur.
     Bireysel ve s,klet sporları incelendiğinde; Akkuş(1994) elit haltercilerde yaptığı çalışmada %8,12 (+-2,7) ,Ziyagil (1991) sikletlerinde birinci olan 9 genç güreşçinin VYY sini ortalama 6,57( 1,27) bulmuştur.Yaman ve coşkuntürk (1992) tarafından orta mesafe koşucularında ise %7,8(+-1,0) VYY bulmuştur.Taekwondocularda VYY si 7,66( +-0,94) olarak bulunmuştur.(Tel 1996)
      Taekwondo sporunda vucut yağ yüzdesinin fazlalığının genel hareketliğiğe ve prformansa olan olumsuz etkileri sebebiyle düşük tutulması sportif başarı açısından olumlu olacağı kanaati yüksektir.
AEROBİK GÜÇ (Max V o2)
     Kişinin birim zamanda kullanabildiği oksijen miktarı aerobik kapasiteyi belirler
. Kişiye giderek artan bir işyaptırıldığında kullanılan oksijen miktarıda lineer bir şekilde artmakta ve sonuçta öyle bir noktaya gelinmektedirki bu noktadan itibaren iş artsa bile oksijen kullanımı artık fazla bir artış göstermemekte ve aynı düzeyde kalmaktadır.İşte bu noktada kişinin kullandığı oksijen maksimaldır.-maxvo2 bireyin kodiorespiratuvar dayanıllılık kapasitesi veya kondüsyonunun en ,iyi kriteri olarak kabul edilir.(Akgün 1986)
    
Dayanıklılık gerektiren sor dallarında sporcuların maxvo2 değerleri daha yüksektir.
Astrand ve Rodahl (1986) maksimal aerobik kapasitenin bireyin yaşına ,cinsiyetine, ağırlığına , vücut yapısına komdüsyon düzeyine göre düştüğü gibi ırksal ve çevresel faktörlerin (iklim ,yükseklik, sıcalık, gürültü, hava basıncı, soğukluk vb.) etkisindede kalabildiğini söylemektedirler. Yine aynı araştırmacılar, düzenli ve gittikçe artan antremanların kişide maksimum oksijen alımını %10-20 civarında arttırabileceğini savunmuşlardır.
MaxVO2 18-20 yaşlarında en yüksek değerine erişir ve sonra tedricen azalmaya başlar.Bu azalma muhtemelen biyolojik yaşlanma ve hareketsiz yaşama bağlıdır. Zira yaşla vital kapasite , kalbin maksimal atım volümü , maksimal kalp atım sayısı azalır. Yaşla görülen bu fizyolojik değişiklikler durdurulanam., fakat yavaşlatılabilir.70 yaşonda maksimal aerobik güç 20 yaşındakinin ancak %50 si kadar olur. 65 yaşındaki bir erkeğin maksimal VO2 değeri 25 yaşındaki bir kadının maksimal VO2 'si kadardır.( Akgün 1989)
     Spor yapan guruplarda MaxVO2 hakkında yapılan çalışmalarda Akkş(1990) S.Ü.Beden eğitimiveSpor Bölümü öğrencileri üzerindeki araştırmasında aerobik güçlerini 43,66 ml / kg /dk .Hazar ve Arkadaşları(1992) elit güreşçilerde yaptıkları çalışmalarda aerobik güçlerini ortalama 48,24 (+- 4,80) ml /kg /dk olartak bulmuşlardır.Yamaner (1990) futbolcularda yapılan çalışmalarda ise 59,35 (+-1,26) ml /kg /dk ,Tel (1996) taekwondo milli takımı sporcularının maxVO2 değerini 50,34 (+- 2,69)olarak bulmuştur.
Bu ölçümlere bakıldığında aerobik dayanıklılığın taekwondo sporundada gelişmiş gelişmiş bir seviyedeolması gerekmektedir.Dolayısıyla düzenli taekwondo antremanı kişinin aeronbik dayanıklılık düzeyinde olumlu etki yapmaktadır.
ANAEROBİK GÜÇ
Anaerobik güç : Organizmanın yeterli oksijen almadığı fakat çalışmaya devam edebildiği ,oksijensiz çalıma kapasitesidir.20-30-40 saniye gibi kısa bir sürede yapılabilen yüklenmelerdir.Ani hızlanmalarda ,sürhat koşularında, taekwondo sporunda ise 15-30 sanyearasındaki ikili mücadelelerde ve kombine tekniklerde önemli yeri vardır.
Anaerobik güç antreman bilimi açışından tanımlanacak olursa : Bir sporcunun yüksek yüklenmeler atında oksiensiz bir ortamda ,oksijensiz enerji sistemleri ile bağlantılı olarak iş yapabilme ve enerji üretebilme gücü olarak tanımlarır.( Pulur 1991)
       Kısa süreli şiddeti yüksek eforlarda acil anaerobik enerji kaynakları kulllanılır.Miktarları az 0lduğundan bu eforun devamı ancak bu enerji kaynaklarının tekrar yerine konulmasıyla mümkündür.Beş yada daha fazla yıl yüksek seviyede anaerobik güç sporlarını yapmış sporcular ,antremansız yada dayanıklılık antrenmanı yapmış kişileregöre %30 daha yüksek anaerobik kapasiteye sahiptirler (Şenel 1991)
Sportif çalışmaların nitelik ve niceliğine göre yaklaşık 2-6 dakikaya kadar enerji ihtiyacı anaerobik ortamdan elde edilir.
           Spor yapan guruplarda yapılan araştırmalarda Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde öğrencilere yönelik incelemede , Akkuş(1990) öğrencilerin anaerobik gücünü 108,2 kg /m /sn olarak bildirmiştir.
Anaerobik gücün bazı branşlardaki değerleri ise Yamaner (1990)tarafından futbolcularda 131,18 (+-7,33) kg /m /sn olarak, Özder ve Günay (1994) tarafından basketbolcularda 140,51 kg /m /sn , hentbolcularda 130,1kg /m /sn olarak,Tel (1991)milli taekwondocularda 132,58 (+-11,58 ) kg /m /sn olarak bulmuştur.
Bu araştırmalara bakıldığında taekwondo baranşında anaerobik kapasiteninde gelişmiş olması ve taekwondodaaerobik ve anaerobik kapasitelerin antrenmanla geliştirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
KUVVET
Kuvvet bir dirence karşı koyabilme yeteneğidir.Her spor dalının özelliği nedeniyle kuvvete olan ihtiyacı varklıdır.Halter sporu kuvvete en çok ihtiyaç duyulan spor dallarından bir olurken dayanıklılığın tartışmasız örneği olan maroton kuvvete az itiyaç duyulan spor dallarından biridir.(Kutlu 1996)
Kas kuvveti bir kas yada kas gurubunun uygulayabildiği maksimal dirençtir.(Akgün 1989)
Antrenman bilgisi açısından kuvvet kavramına yönelik tanımlar özetlendiğinde kuvvetin sporcunun temel motorik özelliği olduğu ve antrenman yüklenmeleri ile değişebileb sportif gücün verimliliğin ana unsuru olduğu söylenebilir.(Sevim 1995)
Kuvvet 3 gurupta incelenebilir
A-) Temel kuvvet: Kasların kasılması eile elde edilen en büyük kuvvet
B-) Çabuk kuvvet: Kasların en çabuk kasılması ile ortaya çıkan ve bir direnci yenen kuvvettir.
C-) Kuvvette devamlılık: Organizmanın uzun süre devam eden kuvvet yüklenmelerinde yorgunluğa karşı koyabilme yeteneğdir.( Muratlı ve Sevim 1997)
Hemen her spor dalında, kas kuvvetini muayyen bir dereceye kadar arttırmak gerekir.Her spor türünde değişik türdeki kuvvetler verimliliğe etki etmektedirler. Mesela gülle atmada çabuk kuvvet ,halter kaldırmada temel kuvvet, kürek çekmede kuvvette devamlılığın önemi vardır.
Taekwondo sporunu incelediğimizde bu sporunda kuvvet çalışmalarına ihtiyaç duyduğu görülür.Taekwondo için kuvveti vuruş yapabilme, tekniklerin vuruç gücünü arttırabilme ve rakibe karşı direnme olarak niteleyebiliriz. Taekwondo müsabakaları rakiple direkt mücadeleyi gerektirdiği için her müsabığın çabuk kuvvete ihtiyacı büyüktür.
Taekwondo müsabakaları her üç dakikada arasında birer dakika dinlenme şeklinde gerçekleştirilir.İlk etapta mücadele edebilmek için çabuk kuvvete, aynı ünde bir sporcunun 5-6 müsabaka yapacağı düşünülürse kuvvette devamlılığa ihtiyaç vardır.
Sporda kas kuvvetinin , kuvvet olarak değerli olabilmesi için sinir sistemi tarafından kontrol edilmesi gerekir. Her hareketin altında oldukça komplike sinirsel bir koordinasyon mekanizması yatar. Kuvvet antrenmanları ile yanlız kasın değil, bu sinirsel mekanizmanında antrene edilmesi gerekir.( Akgün 1989)
Kas kuvvetini etkileyen faktörler incelendiğinde şunlar görülür.
Boy, kilo, yaş, cinsiyet, sinirsekl faktörler, kas yapısı, vüct yağ oranı, sosyal faktörler, alt ve üüst extremiteler ve bunların uzunluğu ,eklem yapısı, kasılma hızı, kas lif düzeni, fiziksel uyum, kondüsyon, ırki gfaktörelervücut tipi, stres ve pisikolojik yaşantı kas kuvvetini etkileyen faktörlerdir.
Hazar ve arkadaşları (1992) tarafından elit düzeydeki güreşçiler üzerinde yapılan çalışmalardasağ el için 48,47 (+- 5,46) kg ,sol el için 46,41 (+-5,34) kg, bacak kuvveti içinde 181,3182 kg olarak, Yamaner (1990) tarafından futbolculara yapılan çalışmada sağ el için 39,11(+- 6,81) kg, sol el için 42,94 (8,85) kg, ziyagil ve arkadaşları (1995) tarafından güreşçilerde yapılan çalışmalarda sağ el için 46,78 (+-7,27) kg, sol el içinde 46 (+-7,27) kg, sırt kuvveti içinde 157,17 8 (+-37,01) kg olarak bulunmuştur.Tel (1996) milli taekwondocularda yaptığı araştırmada sağ el için 46,98 (+-7,05) kg, sol el için 46,98 (7,23)kg, bacak kuvveti 155,35 (+-29,50) kg , sırt kuvveti 155,35 (+-30,36) kg olarak bulmuştur.
SÜRAT
Sporcunun en önemli motorik özelliklerinden olan sürhat değiik biçimlerde tanımlanabilir.
Sürat: Sporcunun kendisini en yüksek hızda bir yerden bir yere hareket ettirebilme yeteneği yadahareketlerin mümkün olduğu kadaryüksek hızda uygulanması yeteneği olarak tanımlanabilir.(sevim 1995)
Sürat: Sadece bir yerden bir yere hareket ettirmekle oluşmaz.Diğer bir değişle tüm vücudun yada vücüdun belli bölümerinin vbir hareketi uygularken luşturduğu hız olarak kısacası,"vücudu yadabir bölümünü yüksek hızda hareket ettirebilme yeteneği" olarak şeklinde tanımlanır.( Sevim 1995) .Örneğin bir taekwondocunun tekme atmadaki sürhati gibi.
Fizik açıdan ise sürhat = Yol / Zaman formülü ile tanımlanır.
Sportif açıdan sürhat 3 tip altında incelenebilir.
1-)Tepki sürhati (Reaksiyon sühati-Çabukluk)Bir hareket için çok sürhatli bir şekilde tepki gösterme yeteneğidir.(Muratlı ve Sevim 1977) .Örneğin taekwondoda atağa karşıkontra teknik gibi.Taekwondoda en gerekli olan sürhat tepki sürhatidir.
2-)Özel Sürhat (Hareket Sürhati): Belirli bir mesafeyi mümkün olan en yüksek hızla kat etmek ki,her spor dalına göre bu mesafedeğişir.(Muratlı ve Sevim 1977).Örneğin üçlü dörlü kombine teknkleri en kısasüredeyapabilmek.
3-) Sürhatte devamlılık: Özel sürhattin kısa bir süre sonra düşürülmemesi, başka bir deyişle uzunca süren bir müsabaka süresncedevamlı olarak hareketleri sürhatli bir şekilde yapabilme yeteneğidir.(anaerobik dayanıklılık)
     Azami hızla yapılan yüklenmeler sürhat gelişmini sağlar.Öteki özelliklere oranla daha az geliştirilebilen bir motork özelliktir.Başka bir deyişle ;Sporcunun genetik özelliği onun sürhatliliğinde büyük etkendir.(Muratlı ve Sevim 1977)
Reaksiyon sürhati taekwondodageliştirilmesi gereken bir özelliktir.
Reaksiyon şu şekilde oluşur.Bir uyaran youyla duyu organlarının birisi uyarılır.Emir sinirler yolu ilemerkezi sinir sistemineolan kaslara ulaştırılır ve burada emir oluşur.Emir sinirler yolu ile hareketi uygulayacak olan kaslaraulaştırılır ve kaslarda istenen emri uygulayarak hareketi uygular (Muratlı ve Sevim 1977)Taekwondoda bu laşışmaya eldiven çalışmasındaki orta seviyeye ve yukarı seviyeye ani eldiven göstererek çeşitli reaksiyon çalışması yapılması örnek gösterilebilir.
Refleks reaksiyona göre daha kısa birzamanda oluşur.Merkezi sinir sistemi işe karışmaz.Reflekste emir duyu organlarından direkt olarak hareket sinirlerine geçer ve kaslar yolu ile hareket uygulanır.
Refleks zamanı 0,01-0,02 saniyedir.Yani reasiyona göre 10-20 kat daha hızlıdır.Reaksiyn çalışmalar le şartlı reflekse dönüştürülebilir.(Muratlı ve Sevim 1977)
Taekwondo sporunda tekniklerden tam verim alabilmek için harekette doğruyu bulduktan sonra, çeşitli yön ve pozisyonlarda teknik refleks hale getirilir.Bu sürhatte tam verimliliğe ulaşmak için.taekwondo çalışma prensipleri geliştirici ana unsurudur.
ESNEKLİK
Esneklik eklemlerin en geniş açıda maksimal hareket edebilme sınırı ve kasları en uygun ve ekonomik şekilde kullanabilme yeteneğidir.(Updeyke and Janson 1970) .Esneklik öezelliği sporda motorik güce erişebilmek içinönemli bir yer tutar ve antrenmanların temel unsurudur.İyi geliştirilmemiş bir esneklik şu durumlara neden our.
1-Teknik bir hareketin öğrenilmesini engeller ve zorlaştırır.
2-Sakatlıklara neden olur.
3-Diğer özelliklerin öğrenilmesini ve uygulamasını zorlaştırır.
4-Hareketin açısını sınırlar.
5-Kombine spor dallarında hareketein uygulanış kalitesini kötüleştirir.(Sevim 1995)
Mc Gue (1953) esnekliği etkileyen faktörler olarak; Kemik yapısı, kaslar,ligamentler,bağ kapsülleri, tendon yapıları, yaş ,cinsiyet, vücüt tipi ve ısınmayı sıralamaktadır.Bunun dışında aktivite ve katılımındaesnekliği etkileyeceği veaktif kişilerin aktif olmayanlardan daha esnek olduğunu belirlemiştir.
Esnekliği geliştiren en iyi hareketler eklemlerin mutedil fakat sabit devamlı bir şekilde gerilmesidir.(Akgün 4-1989)
     Esnekliği yüksek olan koşucunun adımları o oranda uzun olur.Yüzücünün kulaçları daha etkili, engekl koşucununengelleri aşması daha kolay olur.(Akgün 1989). Taekwondo sporundada özellikle omurganın.,kalçanın, bacakların ve ayak esnekliğinin kazandırılmış olması gerekmektedir.
Esnekliği dinamik ve statik diye 2 ye ayırabiliriz.
Statik Esneklik: Eklemin durumu belli bir süre korunur ve bu uygulama sırasında yük verilir veya verilmeyebilir.Örneğin bacağı öne kaldırdıktan sonra bu pozisyonda bekleme , oturuşta veya ayakta duruştan öne bükülme ve bu pozisyondabekleme(Sevim 1995)
     Taekwondo sporunda ısınma hereketleri sırasında statik esnetme çalışmaları ağırlıklı olarak yapılır.
Dinamik Esneklik: Genelde statik esneklikten daha büyüktür ve kas kullanımı daha yoğundur.Çalışma uygulanırken belli bir ritim ve hız vardır.Örneğin kulaç atmanın arka arkaya uygulanması, spirinterlerin koşu adımlarının sürekli ve abartılı bir şekilde ( dizlerini karna çekerek) yaptıkları çalışma.Taekwondo da Pande-Tolyo (DönerTekme) tekniğinin uygulanışı.Kasların esnekliğini dış etkilerlede değişkliğe uğratabiliriz.Isı, günün belli saatleri uyku, uyku halinde dfeğişk pozisyonlardauzun bekleme gibi.(Tel 1996)
     Taekwondoda esneklik çalışmaları yoğun bir şeklde yer alır.Esnekliği daha fazla olan bir sporcu daha uzun mesafeye daha güçlü tekme atabilir ve hücumlara karşı çok rahat bir şekilde korunabilir.Taekwondonun en önemli çalışmalarından biride cimnastik çalışmalarıdır.Çalışma öncesi cimnastik hareketlerinin yapılması kasların gevşemesi içindir.Bu hareketler teknik antremana hazırlayıcı koşular, diz çekmeler, sıçrama, kalça hareketleri ve esneklik hareketlerinden oluşur.
     Cho ve Choe (1988) Tarafından yapılan araştırmada kontrol gurubu ile taekwondo antrenmanı yapan gurup arasında esneklik açısından istatiki açıdan çok önemli fark bulunmuştur.(P<0,05)
     Ramazanoğlu (1989) tarafından yapılan 14 elit taekwondo sporcusu ile 14 normal taekwondo sporcusu arasındayapılan esneklik testlerinde arada çok büyük farklar olduğu ortaya çıkmıştır.
Spr yapan guruplar incelendiğinde Akkuş (1990) S.Ü Beden Eğitimi ve Spor Bölümü öğrencilerinin esnekliklerini 32,88 cm olarak ,Ziyagil (1995) Türkiye şampiyonu olan güreşçilerde yaptığı çalışmada sporcuların esnekliğini ortalama 37,13 (+-6,20) cm,Yamaner (1990) tarafından futbolculara yapılan çalışmada ise 22,18 (+-3,84) ,milli taekwondocularda 32,00 (+-5,06) cm olarak bulmuşlardır.
TEKNİK
      Taekwondo da sporun verimliliğine etki eden en önemli öğelerden biride tekniktir.Tekniğin temelden doğru öğretilmesi, reflekslerin ve kombine hareketlerin doğru öğretilen bu temel teknikle geliştirilmesi sporcunun başarıyı yakalamasındaki en önemli unsurlardandır.
      Taekwondo sporundaki motorik unsurları tam bir sporcunun teknikleri eksik veyanlış öğrenmesimüsabakalardaki başarısını olumsuz yönde etkiler.
Taekwondoda branşın motorik özellikleri yanında tekniğin iyi bir şekildegelişririlmemesi başarılı bir taktik uygulamaya imkan vermez.
TAKTİK
     Taktik: Bir müsabakayı yada maçı kazanabilmek için izlenecek stratejiyi ifadeeder.Taktik sportif müsabakanın büyük olasılıkla galibiyetle sonuçlanabilmesi için sporcunun teknik elementleri becerikli bir şekilde uygulayabilnme yada birleştirebilme yeteneğinin gelimiş olmasına bağlıdır.
Takım halinde yapılan spor türlerindeki teknik uygulama ile ferdi branşlardaki uygulamalar arasında farklılıklar vardır (Muratlı ve Sevim 1977)
Taekwondodarakibin daha önce izlenerek teknik özelliklerinin belirnenip bu tekniklere uygun taktik geliştirip, müsabakaya çıkılması avantajlı bir durumdur.