Diz Eklemi

1diz.jpg (7842 bytes)SİSTEMATİK ANATOMİSİ
Diz ekelmi insan’ın en büyük ekelmidir. İç ve dış bağları en çok sağlam olduğundan bu eklemde çıkıklar çok az görülür. Bunun da sebebi eklem boşluğunun çok girintili ve eklem yüzeylerinin geniş olması, eklemin dıştan muhafazasının az olması sebeb olarak gösterilir.
KEMİK ÖĞELERİ (KOMPONENTLERİ)
FEMUR:
insan iskeletinin en uzun ve en kalın kemiğidir. Femurun uzunluğu vücut uzunluğunun vücut uzunluğunun dörtte biri kadardır.
TİBİA: Bacak iskeletini tibia ve fibula adı verilen iki uzun kemik meydana getirir. Tibia bacak iskeletinin iç yan ve ön, fibula ise dış yan ve arka tarafında yer alır.
Bacak iskeletini meydana getiren bu iki uzun kemikten yalnız tibia yukarda femur ile eklem yapar. Gövdenin ağırlığı femur aracılığıyla bacak iskeletinde yanlız tibia’ya intikal eder.
PATELLA: M.Kuadrisepe femoris’in kirişi arasına girmiş büyük bir sesamoid kemiktir. Tabanı yukarda, tepesi aşağıda bir üçgen görünüşündedir. Bir ön yüzü, bir arka yüzü, bir tabanı, bir tepesi ve iki yan kenarı vardır. Eklem yapan yüzü arka yüzüdür.
EKLEM KAPSÜLÜ VE BAĞLAR

2diz.jpg (9231 bytes)
Capsula Articularis)-Femur’da ; önde, facies patellaris’in 2cm kadar üstüne, yanlarda, epikondilüs lateralis ve medialis eklem kapsülünün dışında kalmak üzere hemen onların altına, arkada kondilüs lateralis ve medialis’i döşeyen eklem kıkırdağının hemen kenarına tutunur.
Tiba’da; önde, area interkondilaris anteriör’u döşeyen eklem kıkırdağının hemen kenarına, yanlarda kondilüs lateras ve medialis’i döşeyen eklem kıkırdağının hemen kenarına, arkada ligamentus cruciatum posterius’u eklem boşluğu içine almak kaydı ile area interkondilaris pasteriör’u döşeyen eklem kıkırdağının hemen kenarına tutunur.
 

Patella’da; Patella’nın fasie artikularis’inin kenarlarına tutunur. Diz ekleminin yakınına tutunarak sonlanan kasların kirişleri eklem kapsul’unun yapısına karışarak onu kuvvetlendirir.
Ligamentum Artikülares-Eklem kapsul’unu dıştan kuvvetlendiren ön, yan, arka bağlar vardır.

    1. Ligamentum Patella; Eklem kapsül’ünün önünde bulunan bağlardan en kuvvetli olanıdır. Önde m. kudariseps femoris’in kalın ve kuvvetli, eklem kapsülü’ne yapıştıktan sonra, aşağıda tüberositas tibiae’ya tutunur.
    2. Retinakülüm Patella; Eklem kapsülü’nün önünde ve ligamentum patella’nın yan kenarlarından 1 cm kadar uzaklıkta, yukarıdan aşağıya uzanan ve eklem kapsülü’nün yapısına karışmış kiriş liflerine retinakülüm patella adı verilir

c)Ligamentum kollaterale Fibulare ve Tibiale; Eklem kapsül’ünün yan taraflarında bulunan ve diz eklemini yapan yan taraflara kaymasına mani olan kuvvetli bağlardır.
Ligamentum kollaterale Fibulare; Yukarıda femur’un epikondilüs lateralis, aşağıda kaput fibulae’ya tutunurLigamentum kollaterale tibiale; Yukarıda femur’un epikondilüs medialis’ine, aşağıda tibia’ya tutunur.
d)Ligamentum Popliteum Oblikum; Eklem kapsülü’nün arka tarafında bulunan ve m. semimembranosus’un kiriş uzantısı olan bu bağ eklem kapsül’üne sıkıca tutunur. Aşağıdan yukarı, içyandan dışyana doğru seyreder.
e)Ligamentum Popliteum Arkuatum; Eklem kapsül’ünün arka tarafında bulunan ve açıklığı aşağıya bakan bir kavis şeklinde dışyandan içyana doğru uzanan bu bağın dışyan ucu kaput fibulae’ye içyan ucu eklem kapsül’ün arka yüzüne tutunur.
f)Ligamenti krusiata Genus; Bunlar diz ekleminin eklem içi bağlarıdır.
Herhangi bir dış tesir ile ligamenti krusiata genus kopacak olursa eminentia interkondilaris kırılır ve femur ile tibia arkaya öne kayar. Bu sebepten de ayakta durmak ve yürümek çok zor olur.
BURSA VE MENİSKÜS’LER
4diz.jpg (15896 bytes)
Eklemin çevresinde bulunan Bursae’lar bunlar için sinovia dolu olan seros keselerdir. Bu keseler eklem hareketi esnasında eklem bağlarının kemik üzerine yapacağı tazyik ve sürtünmeyi azaltır. Sıra ile şunlardır.
a)Bursa Suprapatellaris: Patella’nın üstünde, femur’un önünde m. kuadriseps femoris kirişinin arkasındadır. Bu kese eklem boşluğu ile birleşir.
b) Bursa İnfrapatellaris; Tuberasitas tibiae‘ nın üstünde, tibia ile ligamentum patellae arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
c) Bursa Subtendinea Prepatellaris; Patella ile ligmentum patellar arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
d) Bursa Subfascialis Prepatellaris; Ligamentum patellae ile onunda önünde bulunan fascia arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
e) Bursa Subkutanea Prepatellaris; Fasia ile deri arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
Korpus Adiposum İnfrapatellare- Diz eklemi boşluğunun içinde yer ve durumlarını değiştirebilen yağ dokusundan yapılmış ve membrana sinovialis ile örtülü plika’lar vardır.
Menisküsler: (Meniscus Lateralis ve Medialis) – Femur ve tibianın kondilus’larının birbirine daha iyi uymasını sağlayan ve hareket esnasında değişen durumlara göre eklem yüzeyleri arasındaki münasebeti ayarlayan iki menisküs vardır. Menisküs lateralis “O” menisküs medialis “C” harfine benzer. Her iki menisküs fibros kıkırdak dokusundan yapılmıştır. Menisküs’lerin dış kenarları daha kalın olup, eklem kapsül’üne yapışıktır. Meniskuslar içe doğru gittikçe incelirler.
Önde her iki meniskus’un ön uçları arasında ligamentum transversum genus adı alan bir bağ bulunur. Bu bağ eklem’in içe rotasyon’unu frenler.
Bacak fleksiyon haline getirildiği zaman menisküs medialis arkaya doğru kayar ve femur’un kondilüs medialis’i için daha uygun bir yüzey teşkil eder. Fleksiyon esnasında bacağa rotasyon hareketleri yaptırılırsa, menisküs lateralis femur’un kondilus lateralis’i ile birlikte döner. Bacak, zorlu ve fazla dışa döndürüldüğü zaman menisküs medialis yerinden kopabilir
KAS KOMPENENTLERİ
3diz.jpg (16802 bytes)Ön Loj’da; M. Sartorius, m. Kudariseps femoris ile m. İliopsoas’ın son kısmı bulunur.
M. Sartorius: Takriben 5 cm. genişliğinde 50 cm. uzunluğunda yüzeysel, basık bir kastır. Üst ucu ile spine iliaka anterior superior’a tutunarak başlar
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa fleksiyon, abdüksiyon, dışa rotasyon hareketi yaptırır. Bunlardan başka bacağa da biraz fleksiyon ve biraz da rotasyon hareketi yaptırır.
M. Kuadriseps Femoris: Uyluk ön loj’unun en büyük kasıdır. Dört başı vardır.
1-M. Rektus Femoris; Bu parça m. kuadriseps femoris’in ön yüzünde ve orta kısmında bulunur. Üst ucu ile spina iliaka anterior inferior’a ve asetabulüm’ün üst tarafına tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerlerken diğer başlarla birleşir. Alt ucu ile patella’nın bazis patellae’sına kuvvetli bir kiriş halinde tutunarak sonlanır.
2-M. Vastus Lateralis; Bu parça m. kuadriseps femoris’in dışyan kısmında bulunur. Üst ucu ile linea intertrokanterika’nın orta kısmına, trokanter major’ün dış kısmına linea aspera’nın labium lateralessinin yukarı kısmına tutunarak başlar. Aşağı ve öne doğru ilerlerken diğer başlarla birleşir. Alt ucu ile patella’nın dışyan kenarına kuvvetli bir kiriş ahinde tutunarak sonlanır.
3-M. Vastus Medialis; Bu parça m. kuadriseps femoris’in orta kısmında ve m. rektus femoris’in arkasında bulunur. Üst ucu ile linea intertrokanterika’nın altından başlamak üzere femur’un ön ve dışyan yüzlerinin ¾ yukarı kısmına tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerlerken diğer başlarla birleşir. Alt ucu patella’nın bazis patellae’sına kuvvetli bir kiriş halinde tutunarak sonlanır. M. vastus intermedius’un en alt hüzmeleri artikülatio genus’un kapsül’üne tutunur.
M. kuadriseps femoris’in dört başı da patella’nın bazis patellaesına yaklaşınca kiriş’leşerek patella’nın bazis patellae’sında ve yankenarlarında bulunan müşterek kiriş’i meydana getirirler. Bu müşterek kiriş bazis patellae’ya tutunduğu gibi onun çevresine de tutunarak patella’yı ortasına alır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman bacağa ekstansiyon hareketi yaptırır. Bu kas bacağın yegâne ekstansör kasıdır. Bundan başka m. kuadriseps femoris’in m. rektüs femoris adı alan parçası üst ucu ile os koksa’ya tutunduğundan bu baş aracılığı ile uyluğa fleksiyon hareketi de yaptırır.
M. İliopsoas:
İçyan loj’da; M. pektineus, m. addüktör lengüs, m. addüktör brevis, m. addüktör magnus, m. grasilis bulunur.
M. Pektineus: içyan loj’un üst kısmında bulunan dörtgen görünüşte bir kastır. M. iliopsoas’ın içyan ve alt, m. addüktör longüs’ün dışyan ve üst kısmında bulunur. Üst içyan ucu ile pekten ossis pubis’e ve ramus süperior ossis pubis’in ön yüzüne tutunarak başlar. Aşağı ve biraz dışyana doğru ilerleyerek alt dışyan ucu ile femur’daki linea pektinea’ya tutunarak sonlanır.
Bu kas üst ucu ile tuber ischiadicum’a tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerleyerek uyluğun alt kısmında kirişleşir.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, fleksiyon ve biraz da dışa rotasyon hareketi yaptırır.
M. Addüktör Longus: İçyan loj’da üçgen görünüşte, m. pektineus’ün içyan ve alt, m. grasilis’in dışyan kısmında bulunur. Arkasında m. addüktör brevis vardır. Üst içyan ucu ile tuberkülüm pubicum’un biraz alt dış tarafına tutunarak başlar. Aşağı ve biraz dışyana doğru ilerlerken kas hüzmeleri gittikçe yayılarak alt dışyan ucu ile linea aspera’nın labium medilae’sine tutunarak sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, biraz fleksiyon biraz da dışa rotasyon hareketi yaptırır
M. Addüktör Brevis: Bu kas m. addüktör longus’un arkasında bulunur. Kendisinin de arkasında m. addüktör magnus bulunur. Üçgen görünüşte bir kastır.
Üst iç yan ucu ile ramus inferior ossis pubis’in ön yüzüne tutunarak başlar. Aşağı ve biraz dışyana doğru ilerlerken kas hüzmeleri gittikçe yayılarak alt dışyan ucu ile linea aspera’nın labium mediale’sinin yukarı kısmına tutunarak sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, biraz da fleksiyon ve dışa rotasyon hareketi yaptırır.
M. Addüktör Magnus: Bu kas m. addüktör brevis’in arkasında bulunur. Üçgen görünüşte büyük bir kastır. Üst içyan ucu ile ramus ossis işinin dış yüzüne ve tüber işiadikum’a tutunarak başlar. Dışyana ve aşağı doğru ilerlerken kas hüzmeleri gittikçe yayılır. Femur’a yaklaşınca kas hüzmeleri üst, orta, alt olmak üzere üç parçaya ayrılırlar.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, ekstansiyon hareketi yaptırır. Üst ve orta parçalar uyluğa dışa rotasyon, alt parça uyluğa içe rotasyon yaptırır. Bu kas uyluğun en kuvvetli addüktörüdür.
M. Grasilis: İçyan loj’un en içyan tarafında bulunan ince uzun bir kastır. Üst ucu ile ramus inferior ossis pubis’in dışyan yüzüne tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerleyerek alt ucu ile tibia’nın kondilüs medialis’i nin biraz altına, m. sartorius ve m. menitendineus’un kirişleri ile birleşerek tutunur.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, biraz da uyluğa ve bacağa fleksiyon hareketi yaptırır.
Arka loj’da; M. biceps femoris, m. semitendinosus, m. semimembranosus bulunur.
M. Biceps Femoris: Arka loj’un dışyan tarafında bulunan bu kasın caput longum ve breve olmak üzere iki başı vardır.
Caput longum; Üst ucu ile buber ischiadicum’a tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerleyerek caput breve ile birleşir.
Caput breve; Üst ucu ile linea aspera’nın labium laterale’sine tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerleyerek caput longum ile birleşir.
Her iki baş uyluğun aşağı kısmında birleşir ve uyluk arka loj’unun dışyan tarafında aşağı ve biraz dışyana doğru ilerler. Alt ucu ile caput fibulae ‘ ya tutunark sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa extension, adduction dışa rotation hareketi yaptırır. Ayrıca bacağa flexion ve dışa rotation hareketi yaptırır.
M. Semitendinosus: Arka loj’un içyan tarafında bulunan bu kasın dışyan tarafına m. biceps femoris, önüne m. semimembranosus ve m. adductor mağnus, ön içyan tarafında m. gracilis bulunur. Arka yüzü yukarıda m. gluteus maximus tarafından örtülmüştür.
uyluğa extension, abduction ve içe rotation hareketi yaptırırç Ayrıca bacağa flexion ve biraz da içe rotation hareketi yaptırır.
M. Semimembranosus: Arka loj’un içyan tarafında bulunan bu kasın dışyan tarafında m. biceps femoris, önünde m. addüctor mağnus, arkasında m. semitendinosus, içyan tarafında m. gracilis bulunur.
Bu kas üst ucu ile yaygın bir kiriş halinde tuber ischiadicum’a tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerlerken kas haline döner.
Uyluğun alt kısmındatekrar kiriş haline döner. Femur’unepicondylusmedialis’inin arkasından geçtikten sonra alt ucu ile tibia’nın condylus medialis’inin alt kısmına fascia cruris’e, articulatio genus’un capsul’ünün çevresinde ligamentum’lara tutunarak sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa extension, abduction ve içe rotation hareketi yaptırır. Ayrıca bacağa flexion ve biraz da içe rotation hareketi yaptırır.
DİZİN EKSTANSÖR KASLARI
Kuadriseps Femoris dizin eksansör kasıdır. Kuvvetli bir kastır; aktif sahası 148 cm2’dir ve 8 cm. kısaldığı zaman, 42 kg. ağırlığına denk bir kuvvet meydana getirir. Fleksörlerden üç kat daha kuvvetlidir. Bu yer çekiminin etkisini karşılama gerçeğine bağlı olarak ortaya çıkar.
Buna rağmen biz biliyoruz ki, dik pozisyonu sağlamak için diz hiperekstansiyonda iken kuadrisepse ihtiyaç yoktur. Fakat fleksiyon başlar başlamaz,kuadriseps dizin fleksiyonundan oluşabilecek bir düşüşü engellemek için harekete kuvvetli bir şekilde girer.
DİZ EKLEMİNİN KİNESİYOLOJİK VE BİYOMEKANİK AÇIDAN İNCELENMESİ

Diz, önce de belirtildiği gibi bacağın ana eklemidir. Bacağın öne veya arkaya hareket etmesine izin veren, birinci derece hareket serbestliğine sahip önemli bir eklemdir. Başka bir deyimle, vücut ile toprak arasındaki mesafenin değişmesine izin verir. Diz özellikle yer çekiminin etkisi altında aksiyal basınçla çalışır.
Dizin bu fonksiyonunu yerine getirmesinde fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerini yapabilmesi gerekir. Buna ek olarak uzunluğuna eksen etrafında dönmesi gibi bir sınırlı hareket serbestisi vardır ki bu sadece diz fleksiyondayken gerçekleşebilir.
Diz mekanik görüş açısı bakımından, karşılıklı olarak iki özel ihtiyacı karşılamaya çalışan bir uzlaştırıcıdır. Bunlar:

  1. Tam ekstansiyonda, vücut ağırlığıve kaldıraç kolu uzunluğunun sebep olduğu sert streslere maruz kaldığı zaman DENGEYİ SAĞLAMAK
  2. Bir miktar fleksiyon hareketinin sonunda HAREKETLİLİĞİ SAĞLAMAK.
  3. Diz bu problemi yüksek maharetli mekanik düzenlemelerle çözer . Fakat eklem yüzeyinin hareket açısı bakımından sınırlı oluşu onu çıkıklar ve burkulmalara maruz bırakır.

DİZİN EKSENLERİ
Birinci derecede serbestlik açısı enine eksene bağlıdır. Femur boynu çıkıntı yaptığı için femur ekseni ile bacak ekseni dışa doğru açılan 170-175 derecelik bir açı yapar. Bu bacağın fizyolojik çarpıklığıdır.
Üç eklemin merkezleri (H) kalça, (O) diz, (C) ayak bileği HOC düz ekseni üzerinde sıralanırlar ve bacağın mekanik eksenini oluştururlar. Mekanik eksenle, femurun uzunluğuna ekseni arasında 6 derecelik açı farkı vardır.
Dizin yapısı, diz tam ekstansiyonda iken aksiyal rotasyon yapmasına imkan vermez. Bacağın ekseni, mekanik eksenle çakışır ve aksiyal rotasyon dizde değil de kalçada meydana gelir ki bu da dize yardımcıdır.
DİZ EKLEMİNİN HAREKETLERİ : FLEKSİYON VE EKSTANSİYON
Bunlar diz ekleminin ana hareketleridir. Hareketin genişliği referans pozisyonuna göre ve aşağıdaki kriterlere göre ölçülür.
Ekstansiyon: Bacağın arka yüzünün uyluğun arka yüzünden uzaklaşması olarak tanımlayabiliriz.
Fleksiyon: Bacağın arka yüzünün, uyluğun arka yüzüne yaklaşması olarak tanımlanır. Fleksiyon hareketinin genişliği (derecesi); kalçanın pozisyonuna, fleksiyonun aktif ve pasif olmasına bağlı olarak değişir.
FLEKSİYON VE EKSTANSİYONDA MENİSKUSLARIN HAREKETLERİ
Daha önce açıklandığı gibi femoral ve tibial kondiller arasındaki değme noktası fleksiyonda geriye, ekstansiyonda öne hareket eder. Menisküsler de bu hareketleri izler. Bu durum sadece ligamentlerin ve meniskusların bulunduğu bir anatomik preparatta görülebilir. Ekstansiyonda tibial kondilin arka kısmı, özellikle lateral kondili meydana çıkarır. Fleksiyonda meniskuslar (medial ve lateral) tibia kondillerinin arka kısmına doğru aşırı şekilde yaklaşırlar, özellikle lateral meniskus lateral kondilin arka kenarına kadar erişir.
Menisküsler femur ve tibia arasında bütün basınç kuvvetlerini geçiren elastiki bir çift yapı olarak önemli bir rol oynarlar. Diz ekstansiyondayken basınç kuvvetlerinin geçişi artar. Fleksiyondayken ise kondiller kısmen temastadır. Bu iki faktör kollateral ligamentlerin gevşemesi sırasındaki denge kaybı halinde hareketliliği sağlar.
Aktif mekanizmalar: Ekstansiyonda patellanın öne hareketiyle gerilen meniskopatellar lifler tarafından menisküsü öne çekilir, Ve bu da transvers ligamenti öne çeker. Sonuçta, meniskofemoral ligamentte oluşan gerilimle dış menisküsün arka boynuzu öne doğru çekilir.
Fleksiyonda, iç menisküs ön boynuz öne doğru çapraz bağ tarafından çekildiği sırada arka tarafa yapışmış olan semimembranosuz tarafından arkaya çekilir. Dış menisküs ise popliteus tarafından arkaya çekilir
DİZİN ÇAPRAZ BAĞLARI (LİGAMENTUM CRUCİATA)
Diz ön taraftan açıldığı zaman kondiller arası tümsekte, çapraz bağların eklemin merkezinde genişçe bir alanı doldurduğu görülür. İlk görülen bağ ön çapraz bağdır. (lig. Cruciate anterior) Tibia’nın ön kondilleri arası boşluğuna medial kondilin kenarına bağlanır ve iç menisküsün ön boynuzu bağlantısı önünden ve dış menisküsün arkasından geçer. Dışa ve yukarıya doğru eğik olarak gider femurun dış kondilinin iç kısmında dar bir yere yapışır. Bu ligament tibia’nın ön yüzünden başlayıp, femurun dış kısmında sonlandığı için anterolateral ligament olarakta isimlendirilir.
Kondiller arası tümseğin derinliğinde, ön çapraz bağın arkasında arka çapraz bağ görülebilir. Tiba’nın aka kondiller arası çukurun arka kısmına yapışmıştır. Tibia’nın üst yüzünün arka kenarını aşar. Tibia’ya bağlantısı dış ve iç menüsküsün) arka boynuzlarının arkasına olur
Sağ eklem kıkırdağı boyunca iç öne ve yukarı bir eğim içerisinde uzanır. Bu ligamente daha çok tibia’ya arkadan, fermura da yan taraftan bağlandığından posteromedial ligament (arka-iç bağ) ismi verilir.
Arka çapraz (cruciate) bağ, dış meniskusun arka boynuzunun aşaısına bağlanmış olan meniskofemoral ligament tarafından daima takviye edilmiştir.
Çapraz bağlar birbirlerine eksen kenarları üzerinde ön taraflarıyla bağlar dıştan arkaya giderken değerler. Eklem boşluğu içinde sinovial zarla (lined) bağlanmışlardır. Serbest değildirler.
Çapraz bağların kapsul ile önemli ilişkileri vardır.

ÇAPRAZ BAĞLARIN MEKANİK ROLLERİ
Bu bağlar ön aka yönde dizi sabitleştirirler ve eklem yüzeylerini temasta tutarak eklemin bir menteşe gibi çalışmasına izin verilir. Bağların rolleri mekanik bir modelle açıklanabilir. İki karton tabaka (A ve B) bir tabakanın ucundan diğer tabakanın karşı ucuna giden kağıt şeritlerle birbirlerine bağlanmışlardır. (ab ve cd) Bu şeritler iki menteşe boyunca birbirlerine doğru, a ve c, ve b ve d çakıştıkları zaman, eğilebilirler fakat biri diğerinin üzerinde kayamaz. Çapraz bağlar, aynı uzunlukta olmamaları, ad ve db uzunluklarının eşit olmaması dışında aşağı yukarı benzer görev ve düzenlere sahiptirler. Bu şartlarda, çevresinde flexionun olabileceği sadece iki nokta değil, kondilin arka eğimi üzerinde sıralanan böyle tam bir seri nokta vardır. fakat, mekanik modelle olduğu gibi ön arka yön hariç kaymalar olabilir. Düz pozisyondan hareket ederek flexion cb temoral yüzeyin eğilmesini sağlar ve arka çaprazın yükseldiği görülür. Aynı esnada, bağların çaprazlaşma noktaları arkaya kayar ve ön çapraz (ab) yatay duruma gelir.
Ön bağ, tibia üzerine öyle düz yatarak, bir ekmek bıçağı gibi kondiller arası tümseğe yapışır Flexion sırasında tibia çıkıntılarının arasında kalır. Diz 90º flexiona geldiği zaman, arka çapraz tam dik pozisyona geldiği anda, ön çaprazda tam paraleldir. Tam flexionda ön çapraz (ab) gevşektir. Hiperextensionda her iki çaprazda gergindir: önçapraz (ab) kondiller arası tümseğe dayanmaktadır. (c): arka çaprazın pozisyonundaki değişme gelecek sayfada gösterilmiştir. Flexion ve extension sırasında çapraz bağlarda oluşan gerilim halen tartışılabilir durumdadır. Roud (1913) değişik uzunlukta olan bazı liflerin çoğunlukta gerilimde olduğunu iddia etmiştir. Bir başka yönden Strasser (1917) mekanik model Yardımıyla, aynı anda gerilemeyeceklerini iddia etti: Ön çapraz (AC) extension sırasında, arka çaprazda flexion esnasında gerilir (PC). Roud’un haklı olduğu iki nedenden dolayı ortaya çıkıyor: Birinci olarak, normal dizde, pozisyonu ne olursa olsun kayma hareketi yoktur; ikinci olarak, Strasser’in modelinin kullanılmasıyla, değişik açıdan görünümünde, tam flexiondan tam extensiona tibia platosununtüm değişik pozisyonlarını birleştiren eğriliği, femur kondilinin arka parçasının profilinin gösterdiğini ispat etmiştik. Bu tibia düzlüğü ile kondiller temasta oldukları zaman iki bağın uzunluklarının değişmediğini kanıtlar. Bu aynı zamanda, kondillerin şekillerini geometrik olarak, bağlantılarını düzeni, uzunluk oranları ve de çaprazların uzunluğu ile belirlenmiş olduğunu tanımlayan önemli görüşü doğrular. Çaprazların uzunluğunu, uzunluğun oranı pozisyonlarını değiştirerek, birisi bağlı olarak değişik olan bir seri değişik eğri çizebilir.

Bağ Lezyonları ve Menüsküs
diz.jpg (27637 bytes)
Sporcularda dize gelen şiddetli darbeler menüsküsten başka diğer liflerede gelerek onlarda ezilmelere ve yırtıklara sebeb olurlar.Buda dizde büyük ölçüde dengesizlik ve fonksiyon kaybına yol açar.Bu yırtıklara ve dedavilerine geçmeden önce diz ekleminin abatomisini çok iyi bilmek gereklidir.Diz eklemei yukarıda Femur ,aşağıda Fibula ve Tibia kemikleriniz ir araya gelmesi ile oluşur.Ayrıca dizimizde Patrlla denen oynak bir kemik vardırki dizimizi ellediğimizde bu yuvarlağımsı kemik elimize gelir.Diz eklem bakları bu kemiklere tutunarak işlem görürler.
Diz eklemi içinde yer alan ve dizin dengesi ve fonksiyonunda büyük rol oynayan bu bağlardan DIŞ YAN BAĞ kalın ve yuvarlak şekildedir.Üstteki uyluk kemiğinin (Femur)dış yan yüzüne yapıştığı gibi altta kamış(Fibula) kemiğinin başçığına yapışır Coletaral ligament diye yukarıda görüyorsunuz.İÇ YAN BAĞ ise Uyluk (Femur)iç lokma(Kondil)sının yan yüzünden başlayangeniş ve kuvvetli bir şerit biçimindedir.Aşağıda kaval(Tibia) kemiğininiç kondilinin yukarı bölümüne yapışır.
Bunlardan baçka önden ön ve arka çapraz bağlar vardır.Yukarıda bükülmüş dizde tam ortada çapraz bağları görüyorsunuz.Ön çapraz bağ Tibianın ön kondiller çukurundan başlar,yukarı ve arka kısıma yönelerek femurun dış kondilinin arka bölümüne tutunur.
Arka çapraz bağ ise yine Tibianın arka kondiller çukurundan başlayarakiçe yukarı ve öne doğru ilerler ve Femurun kondilinin derin yüzünün ön bölümüne tutunur.
Diz eklemi 3 tür hareket yapar.
1-Extansiyon(Açma)
2-Flexsion(Bükme)
3-Rotasyon (Dönme
Bükme ve açma arasındaki genişlik ortalama 130-150 derece kadardır.
Ekstansiyon halindaki dizde içe ve dışa doğru hareket yoktur.Bunu zorlayan kuvvetler iç ve dış bağlarda Antors(Burkulma) dan yırtılmaya kadar giden lezyonlara neden olurlar.Ayrıca Rotasyon(dnme) hareketleride bu yav ve çapraz bağlar nedeniyle sınırlı olarak yapılabilir.
Bu bağların antorsu yada yırtılmalarıda çoğunlukla şu şekilde olur.Yarı büküü durumdaki dize valgus(orta hattan uzaklaşma) yaptıran kuvvetlerle birlikte uyluğun içe dönmesi durumunda iç yan bağ zedelendiği gibi,aynı zamanda yırtılabilir.Bunun aksi bir hareket dış yan bağlarda aynı durmu ortaya çıkarabilir.Bu yapılan hareketlerin bütününde iç menünküs,ön çapraz bağ,iç yan bağda zedelenmeler ve yırtıklar oluşur.
Ön çapraz bağın burkulma ve yırtılması daha çok görülen bir durumdur.Bu yırtıklar çoğunlukla Tibianın üst kısmına gelen travma ile olabildiği gibi tibianın aniden dışa kusurlu olarak döndürülmesi gibi durumdada ortaya çıkabilir.Bu taravma daha çok olursa ön bağlardan başka menüsküs ve iç yan bağ yırtılmalarıda ortaya çıkar.Bu bağların tam ve kismi kopması ile dizde çeşitli klinik bulgular ortaya çıkar.
İç yan bağ çok zedelenir.Tam olmayan yırtıklarda dizde su toplanması(Hidartroz) ve kan toplanması(hemartroz) olabilir.Tam yırtılmalarda dizin dengesi bozulur ve diz eğik durur.
Dış yan bağ yırtılmaları içtekine benzer .Denge içtekinin aksi yönde olur.Dış yan bağın yırtılma veya gerilmesinin daha az görülmesi bu bağın iç yan bağa göre daha kuvvetli olmasındandır.
Çapraz bağların yırtılma ve gerilmesinde durum tamamen başka şekildedir.Diz bu travmadan sonra çok şişer,eklem boşluğunda sıvı veya kan birikmesi olabilir.Ayrıca özel bir muayene yöntemide vardır.
Dizin,bükülü iken altından öne doğru çekilince bacağın kolaylıkla öne doğru geldiği görülür.Buna çekmece(Sürgü) belirtisi denir.Arka çapraz bağ yırtıklarındada aksi yönde yapılan bu yöntem ile bu çekmece belirtisini yapabiliriz.
Yukarıda anlatılan b klinik belirtilerin beraberinde menüsküs yırtıklarınada rastlanabilir.Bu nedenle muayenenin akut hal geçtikten sonra yapılması daha iyi olur.Ayrıca bağların yapıştığı yerden ufak kemik parçalarının kopmasıda bize radyolojik incelemenin değerini gösterir.
Bu tür bağ lezyonlarında tedavinin değeride önem taşır.Bağ yırtıklarında yapılması gereken ortopedik tedavi  oynağın bir süre hareketsiz kalmasıdır.Buda alçılı bandajlar ile gerçekleşir.Eğer dizde sıvı veya kan birikmesi aşırı olmuşşa bu steril koşullarda boşaltılır.Alçılı uygulama 3 hafta devam eder.Yırtıkların tamiri bu şekilde gerçekleşir.Eğer bu tedavide bir gecikme olura kopan bağların tamiri gecikir veya olmazsa o zaman cerrahi yöntem uygulanır.Çok eski yırtıklarda çeşitli plastik ameliyatlar yapılabilir.Ön çapraz bağ arkaya oranla daha çok yırtılır.Eğğer hafif ise istirahat ve kas kuvvetlendirmesi yanısıra 3 hafta kesin dinlenme gereklidir.Daha ciddi ise 8 hafta alçılı bandaj uygulanır.Tedavi sonunda fizik tedavi yöntemleride uygulanır.
Ön çapraz bağın tam yırtılmalarında ameliyat gereklidir.Bu bağın çeşitli tamir yöntemleri vardır.

Menüsküs
diz3.jpg (3845 bytes)Tibia dediğimiz alt bacağın kalın kemiğinin platosu üzerine yarleşmiş diz ekleminidiz4.jpg (3128 bytes) meydana getiren tibia ve femur arasında bulunan bir çeşit eklem yastığı görevi gören kıkırdaktan yapılmış dokuya menüsküs adı verilir.Bunların içte olanın aiç menüsküs dışta olanına dış menüsküs adı verilir.Dzi eklemi yarım bükülü durumda iken dizde meydana gelen zorlu dönme hareketleri sırasında menüsküste değişik şekil ve derecelerde yaralanmalar meydana gelir.İç menüsküs daha büyük çevresi daha incedir.Dış menüsküs ise

diz2.jpg (13129 bytes)kalınca,hareket yeteneği çok ve dizin iç çapraz bağları ile ilişkili olduğundan içe oranla yedi kat daha az yaralanmaya uğrar.
Menüsküs yaralanmaları genç yaşlarda ve sporcularda görülen bir yaralanma çeşidi olup daha çok kayak ,güreş,futbol ve do sporlarında görülür.Bazı hastalıklar bir kenara bırakılacak olursa meydana gelmesindeki tek etken travmadır.Yani dize gelen darbelerdir.Bu yaralanmaları 3 guruba ayırabiliriz.
1-İç menüsküs yırtılmaları
2-Dış menüsküs yırtılmaları
3-Basit yırtılmaları
İÇ MENÜSKÜS YIRTILMALARI
Diz dışa açık ve hafif bükük iken Femurun yani üst bacak kısmının ani içe dönmesi ve bu arada zorlanması halinde iç menüsküste yırtılma ,kopma ve çıkıklar meydana gelmektedir.Bu yırtlmalar şu şekillerde olabilir.
a-Ön boynuz yırtığı
diz1.jpg (20072 bytes)
b-Arka boynuz yırtığı

c-Ortadan enine yırtılma
d-Kova sapı şeklinde boyuna yırtılma
e-Kenarlardan yırtılma ve ayrılma
f-Yırtıkla beraber fıtık meydana gelmesi
g-Yırtılma olmadan bağlardan kurtularak fıtık meydana gelmesi
MENÜSKÜS YIRTIĞININ TANIMLANMASI
Hastalık meydana geldikten sonra tecrübeli ve bilgili bir sporcuyaptığı hareketin şeklinden verdiği acıdan,menüsküs olduğunu anlayabilir.
diz5.jpg (3268 bytes)Tanımlama aslında çok zordur.Çekilen filimlerle bile tanı çok zor konabilir.Ama güzel bir anlatım hekime yırtılma olduğu konusunda yardımcı olabilir.Anlatılan olay genelde şöyledir.
Diz hafif bükük ve dışa dönük.ayak dış tarafa açık ikenüst bacağın (Femur)ve vucudun ani olarak içe dönmesine  neden olan bir hareketten sonra diz içinde şiddetli bir ağrı ve ses duyulduğu

diz6.jpg (2101 bytes)arkasından yere düşüldüğüdür.Bundan sonra sakatlanan sporcu dizinin iç tarafındaki şiddetli ağrı ile topallayarak yürür.Diz eklemini tam düzleştiremez ve tam bükemez.Çömelemez ,merdiven çıkmakta zorluk çeker.Dizini büktüğünde açamaz,açolırken eklem içinden ses gelir.
Bu yırtılma sırasında eklem içindeki damarlarda da yırtılma olursa diz eklem boşluğu kan ile dolar.Bu bir saat içinde gerçekleşir(Hemartroz).Kanama olmasa bile boşluk 7-8 saat içinde su ile dolar (Hidroartroz)
DIŞ MENÜSKÜS YIRTILMALARI
Ayak ve Tibia(Alt bacak)diz hafif bükük ve dışa dönük iken femurun yani üst bacak kısmının ani olarak dışa dönmesi ile oluşur.Yırtık şekilleri iç menüsküsteki gibidir.Şişme daha az ve ağrı dış taraftadır.
KÜÇÜK YARALANMALAR
Dönme hareketleri menüsküs yırtığına sebep olacak kadar büyük değilse,ancak menüsküsün kenar yapışma yerlerinde küçük yaralanmalara neden olur.Bunun sonucu şiddetli bir ağrı ve eklem şişmesi görülür.Fakat eklemde takılma veya kitlenme olmaz.
Yukarıda meydana gelen her üç şekildeki yaralanmalar sporcu sağlığı açısından çok önemlidir.Böyle bir durum olduğunda antereman hemen kesilmelidir.Sakatlığın tanımlanmasında özel bir takım testler,belirtilrr ve yöntemler vardır.Bunlar tecrübe ile kazanılmış yetenekler olduğundan sporcunun hiç vakit geçirmeden ve daha fazla zorlanmadan muhakkak bir ortapedi uzmanına görünmesi gerekmektedir.