Diz
Eklemi
SİSTEMATİK
ANATOMİSİ
Diz ekelmi insan’ın en büyük ekelmidir.
İç ve dış bağları en çok sağlam olduğundan bu eklemde çıkıklar çok az
görülür. Bunun da sebebi eklem boşluğunun çok girintili ve eklem yüzeylerinin
geniş olması, eklemin dıştan muhafazasının az olması sebeb olarak gösterilir.
KEMİK ÖĞELERİ (KOMPONENTLERİ)
FEMUR: insan iskeletinin en uzun ve en kalın
kemiğidir. Femurun uzunluğu vücut uzunluğunun vücut uzunluğunun dörtte biri
kadardır.
TİBİA: Bacak iskeletini tibia ve fibula adı verilen iki uzun kemik meydana
getirir. Tibia bacak iskeletinin iç yan ve ön, fibula ise dış yan ve arka tarafında
yer alır.
Bacak iskeletini meydana getiren bu iki uzun
kemikten yalnız tibia yukarda femur ile eklem yapar. Gövdenin ağırlığı femur
aracılığıyla bacak iskeletinde yanlız tibia’ya intikal eder.
PATELLA: M.Kuadrisepe femoris’in kirişi arasına
girmiş büyük bir sesamoid kemiktir. Tabanı yukarda, tepesi aşağıda bir üçgen
görünüşündedir. Bir ön yüzü, bir arka yüzü, bir tabanı, bir tepesi ve iki yan
kenarı vardır. Eklem yapan yüzü arka yüzüdür.
EKLEM
KAPSÜLÜ VE BAĞLAR
Capsula Articularis)-Femur’da ; önde,
facies patellaris’in 2cm kadar üstüne, yanlarda, epikondilüs lateralis ve medialis
eklem kapsülünün dışında kalmak üzere hemen onların altına, arkada kondilüs
lateralis ve medialis’i döşeyen eklem kıkırdağının hemen kenarına tutunur.
Tiba’da; önde, area interkondilaris anteriör’u döşeyen eklem kıkırdağının
hemen kenarına, yanlarda kondilüs lateras ve medialis’i döşeyen eklem
kıkırdağının hemen kenarına, arkada ligamentus cruciatum posterius’u eklem
boşluğu içine almak kaydı ile area interkondilaris pasteriör’u döşeyen eklem
kıkırdağının hemen kenarına tutunur.
Patella’da;
Patella’nın fasie artikularis’inin kenarlarına tutunur. Diz ekleminin yakınına
tutunarak sonlanan kasların kirişleri eklem kapsul’unun yapısına karışarak onu
kuvvetlendirir.
Ligamentum Artikülares-Eklem kapsul’unu dıştan kuvvetlendiren ön, yan, arka bağlar
vardır.
- Ligamentum Patella; Eklem kapsül’ünün önünde bulunan bağlardan en kuvvetli
olanıdır. Önde m. kudariseps femoris’in kalın ve kuvvetli, eklem kapsülü’ne
yapıştıktan sonra, aşağıda tüberositas tibiae’ya tutunur.
- Retinakülüm Patella; Eklem kapsülü’nün önünde ve ligamentum patella’nın yan
kenarlarından 1 cm kadar uzaklıkta, yukarıdan aşağıya uzanan ve eklem
kapsülü’nün yapısına karışmış kiriş liflerine retinakülüm patella adı
verilir
c)Ligamentum kollaterale Fibulare ve Tibiale; Eklem
kapsül’ünün yan taraflarında bulunan ve diz eklemini yapan yan taraflara kaymasına
mani olan kuvvetli bağlardır.
Ligamentum kollaterale Fibulare; Yukarıda femur’un
epikondilüs lateralis, aşağıda kaput fibulae’ya tutunurLigamentum kollaterale
tibiale; Yukarıda femur’un epikondilüs medialis’ine, aşağıda tibia’ya tutunur.
d)Ligamentum Popliteum Oblikum; Eklem kapsülü’nün arka tarafında bulunan ve m. semimembranosus’un kiriş uzantısı olan bu
bağ eklem kapsül’üne sıkıca tutunur. Aşağıdan yukarı, içyandan dışyana
doğru seyreder.
e)Ligamentum Popliteum Arkuatum; Eklem kapsül’ünün arka tarafında bulunan ve
açıklığı aşağıya bakan bir kavis şeklinde dışyandan içyana doğru uzanan bu
bağın dışyan ucu kaput fibulae’ye içyan ucu eklem kapsül’ün arka yüzüne
tutunur.
f)Ligamenti krusiata Genus; Bunlar diz ekleminin eklem içi bağlarıdır.
Herhangi bir dış tesir ile ligamenti krusiata genus kopacak olursa eminentia
interkondilaris kırılır ve femur ile tibia arkaya öne kayar. Bu sebepten de ayakta
durmak ve yürümek çok zor olur.
BURSA VE MENİSKÜS’LER
Eklemin çevresinde bulunan Bursae’lar bunlar için sinovia dolu olan
seros keselerdir. Bu keseler eklem hareketi esnasında eklem
bağlarının kemik üzerine yapacağı tazyik ve sürtünmeyi azaltır. Sıra ile
şunlardır.
a)Bursa Suprapatellaris: Patella’nın üstünde, femur’un önünde m. kuadriseps
femoris kirişinin arkasındadır. Bu kese eklem boşluğu ile birleşir.
b) Bursa İnfrapatellaris; Tuberasitas tibiae‘ nın üstünde, tibia ile ligamentum
patellae arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
c) Bursa Subtendinea Prepatellaris; Patella ile ligmentum patellar arasındadır. Bu
kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
d) Bursa Subfascialis Prepatellaris; Ligamentum patellae ile onunda önünde bulunan
fascia arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı yoktur.
e) Bursa Subkutanea
Prepatellaris; Fasia ile deri arasındadır. Bu kesenin eklem boşluğu ile irtibatı
yoktur.
Korpus Adiposum İnfrapatellare- Diz eklemi boşluğunun içinde yer ve durumlarını
değiştirebilen yağ dokusundan yapılmış ve membrana sinovialis ile örtülü
plika’lar vardır.
Menisküsler: (Meniscus Lateralis ve Medialis) – Femur ve tibianın kondilus’larının
birbirine daha iyi uymasını sağlayan ve hareket esnasında değişen durumlara göre
eklem yüzeyleri arasındaki münasebeti ayarlayan iki menisküs vardır. Menisküs
lateralis “O” menisküs medialis “C” harfine benzer. Her iki menisküs fibros
kıkırdak dokusundan yapılmıştır. Menisküs’lerin dış kenarları daha kalın
olup, eklem kapsül’üne yapışıktır. Meniskuslar içe doğru gittikçe incelirler.
Önde her iki meniskus’un ön uçları arasında ligamentum transversum genus adı alan
bir bağ bulunur. Bu bağ eklem’in içe rotasyon’unu frenler.
Bacak fleksiyon haline getirildiği zaman menisküs medialis arkaya doğru kayar ve
femur’un kondilüs medialis’i için daha uygun bir yüzey teşkil eder. Fleksiyon
esnasında bacağa rotasyon hareketleri yaptırılırsa, menisküs lateralis femur’un
kondilus lateralis’i ile birlikte döner. Bacak, zorlu ve fazla dışa
döndürüldüğü zaman menisküs medialis yerinden kopabilir
KAS
KOMPENENTLERİ
Ön Loj’da; M.
Sartorius, m. Kudariseps femoris ile m. İliopsoas’ın son kısmı bulunur.
M. Sartorius: Takriben 5 cm. genişliğinde 50 cm.
uzunluğunda yüzeysel, basık bir kastır. Üst ucu ile spine iliaka anterior
superior’a tutunarak başlar
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa fleksiyon, abdüksiyon, dışa rotasyon
hareketi yaptırır. Bunlardan başka bacağa da biraz fleksiyon ve biraz da rotasyon
hareketi yaptırır.
M. Kuadriseps Femoris: Uyluk ön loj’unun en büyük kasıdır. Dört başı vardır.
1-M. Rektus Femoris; Bu parça m. kuadriseps femoris’in ön yüzünde
ve orta kısmında bulunur. Üst ucu ile spina iliaka anterior inferior’a ve
asetabulüm’ün üst tarafına tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerlerken diğer
başlarla birleşir. Alt ucu ile patella’nın bazis patellae’sına kuvvetli bir kiriş
halinde tutunarak sonlanır.
2-M. Vastus Lateralis; Bu parça m. kuadriseps femoris’in dışyan
kısmında bulunur. Üst ucu ile linea intertrokanterika’nın orta kısmına, trokanter
major’ün dış kısmına linea aspera’nın labium lateralessinin yukarı kısmına
tutunarak başlar. Aşağı ve öne doğru ilerlerken diğer başlarla birleşir. Alt ucu
ile patella’nın dışyan kenarına kuvvetli bir kiriş ahinde tutunarak sonlanır.
3-M. Vastus Medialis; Bu
parça m. kuadriseps femoris’in orta kısmında ve m. rektus femoris’in arkasında
bulunur. Üst ucu ile linea intertrokanterika’nın altından başlamak üzere femur’un
ön ve dışyan yüzlerinin ¾ yukarı kısmına tutunarak başlar. Aşağı doğru
ilerlerken diğer başlarla birleşir. Alt ucu patella’nın bazis patellae’sına
kuvvetli bir kiriş halinde tutunarak sonlanır. M. vastus intermedius’un en alt
hüzmeleri artikülatio genus’un kapsül’üne tutunur.
M. kuadriseps femoris’in dört başı da patella’nın bazis patellaesına yaklaşınca
kiriş’leşerek patella’nın bazis patellae’sında ve yankenarlarında bulunan
müşterek kiriş’i meydana getirirler. Bu müşterek kiriş bazis patellae’ya
tutunduğu gibi onun çevresine de tutunarak patella’yı ortasına alır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman bacağa ekstansiyon hareketi yaptırır. Bu kas
bacağın yegâne ekstansör kasıdır. Bundan başka m. kuadriseps femoris’in m.
rektüs femoris adı alan parçası üst ucu ile os koksa’ya tutunduğundan bu baş
aracılığı ile uyluğa fleksiyon hareketi de yaptırır.
M. İliopsoas:
İçyan loj’da; M. pektineus, m. addüktör lengüs, m. addüktör brevis, m. addüktör
magnus, m. grasilis bulunur.
M. Pektineus: içyan loj’un üst kısmında bulunan dörtgen görünüşte bir kastır.
M. iliopsoas’ın içyan ve alt, m. addüktör longüs’ün dışyan ve üst kısmında
bulunur. Üst içyan ucu ile pekten ossis pubis’e ve ramus süperior ossis pubis’in
ön yüzüne tutunarak başlar. Aşağı ve biraz dışyana doğru ilerleyerek alt
dışyan ucu ile femur’daki linea pektinea’ya tutunarak sonlanır.
Bu kas üst ucu ile tuber ischiadicum’a tutunarak başlar. Aşağı doğru ilerleyerek
uyluğun alt kısmında kirişleşir.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, fleksiyon ve biraz da dışa
rotasyon hareketi yaptırır.
M. Addüktör Longus: İçyan loj’da üçgen görünüşte, m. pektineus’ün içyan ve
alt, m. grasilis’in dışyan kısmında bulunur. Arkasında m. addüktör brevis
vardır. Üst içyan ucu ile tuberkülüm pubicum’un biraz alt dış tarafına tutunarak
başlar. Aşağı ve biraz dışyana doğru ilerlerken kas hüzmeleri gittikçe yayılarak
alt dışyan ucu ile linea aspera’nın labium medilae’sine tutunarak sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, biraz fleksiyon biraz da dışa
rotasyon hareketi yaptırır
M. Addüktör Brevis: Bu kas m. addüktör longus’un arkasında bulunur. Kendisinin de
arkasında m. addüktör magnus bulunur. Üçgen görünüşte bir kastır.
Üst iç yan ucu ile ramus inferior ossis pubis’in ön yüzüne tutunarak başlar.
Aşağı ve biraz dışyana doğru ilerlerken kas hüzmeleri gittikçe yayılarak alt
dışyan ucu ile linea aspera’nın labium mediale’sinin yukarı kısmına tutunarak
sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, biraz da fleksiyon ve dışa
rotasyon hareketi yaptırır.
M. Addüktör Magnus: Bu kas m. addüktör brevis’in arkasında bulunur. Üçgen
görünüşte büyük bir kastır. Üst içyan ucu ile ramus ossis işinin dış yüzüne
ve tüber işiadikum’a tutunarak başlar. Dışyana ve aşağı doğru ilerlerken kas
hüzmeleri gittikçe yayılır. Femur’a yaklaşınca kas hüzmeleri üst, orta, alt
olmak üzere üç parçaya ayrılırlar.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, ekstansiyon hareketi yaptırır.
Üst ve orta parçalar uyluğa dışa rotasyon, alt parça uyluğa içe rotasyon
yaptırır. Bu kas uyluğun en kuvvetli addüktörüdür.
M. Grasilis: İçyan loj’un en içyan tarafında bulunan ince uzun bir kastır. Üst ucu
ile ramus inferior ossis pubis’in dışyan yüzüne tutunarak başlar. Aşağı doğru
ilerleyerek alt ucu ile tibia’nın kondilüs medialis’i nin biraz altına, m.
sartorius ve m. menitendineus’un kirişleri ile birleşerek tutunur.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa addüksiyon, biraz da uyluğa ve bacağa
fleksiyon hareketi yaptırır.
Arka loj’da; M. biceps femoris, m. semitendinosus, m. semimembranosus bulunur.
M. Biceps Femoris: Arka loj’un dışyan tarafında bulunan bu kasın caput longum ve
breve olmak üzere iki başı vardır.
Caput longum; Üst ucu ile buber ischiadicum’a tutunarak başlar. Aşağı doğru
ilerleyerek caput breve ile birleşir.
Caput breve; Üst ucu ile linea aspera’nın labium laterale’sine tutunarak başlar.
Aşağı doğru ilerleyerek caput longum ile birleşir.
Her iki baş uyluğun aşağı kısmında birleşir ve uyluk arka loj’unun dışyan
tarafında aşağı ve biraz dışyana doğru ilerler. Alt ucu ile caput fibulae ‘ ya
tutunark sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa extension, adduction dışa rotation hareketi
yaptırır. Ayrıca bacağa flexion ve dışa rotation hareketi yaptırır.
M. Semitendinosus: Arka loj’un içyan tarafında bulunan bu kasın dışyan tarafına m.
biceps femoris, önüne m. semimembranosus ve m. adductor mağnus, ön içyan tarafında
m. gracilis bulunur. Arka yüzü yukarıda m. gluteus maximus tarafından
örtülmüştür.
uyluğa extension, abduction ve içe rotation hareketi yaptırırç Ayrıca bacağa
flexion ve biraz da içe rotation hareketi yaptırır.
M. Semimembranosus: Arka loj’un içyan tarafında bulunan bu kasın dışyan tarafında
m. biceps femoris, önünde m. addüctor mağnus, arkasında m. semitendinosus, içyan
tarafında m. gracilis bulunur.
Bu kas üst ucu ile yaygın bir kiriş halinde tuber ischiadicum’a tutunarak başlar.
Aşağı doğru ilerlerken kas haline döner.
Uyluğun alt kısmındatekrar kiriş haline döner. Femur’unepicondylusmedialis’inin
arkasından geçtikten sonra alt ucu ile tibia’nın condylus medialis’inin alt
kısmına fascia cruris’e, articulatio genus’un capsul’ünün çevresinde
ligamentum’lara tutunarak sonlanır.
Görevi.- Bu kas kasıldığı zaman uyluğa extension, abduction ve içe rotation
hareketi yaptırır. Ayrıca bacağa flexion ve biraz da içe rotation hareketi
yaptırır.
DİZİN EKSTANSÖR KASLARI
Kuadriseps Femoris dizin eksansör kasıdır. Kuvvetli bir kastır; aktif sahası 148
cm2’dir ve 8 cm. kısaldığı zaman, 42 kg. ağırlığına denk bir kuvvet
meydana getirir. Fleksörlerden üç kat daha kuvvetlidir. Bu yer çekiminin etkisini
karşılama gerçeğine bağlı olarak ortaya çıkar.
Buna rağmen biz biliyoruz ki, dik pozisyonu sağlamak için diz hiperekstansiyonda iken
kuadrisepse ihtiyaç yoktur. Fakat fleksiyon başlar başlamaz,kuadriseps dizin
fleksiyonundan oluşabilecek bir düşüşü engellemek için harekete kuvvetli bir
şekilde girer.
DİZ
EKLEMİNİN KİNESİYOLOJİK VE BİYOMEKANİK AÇIDAN İNCELENMESİ
Diz, önce de
belirtildiği gibi bacağın ana eklemidir. Bacağın öne veya arkaya hareket etmesine
izin veren, birinci derece hareket serbestliğine sahip önemli bir eklemdir. Başka bir
deyimle, vücut ile toprak arasındaki mesafenin değişmesine izin verir. Diz özellikle yer çekiminin etkisi altında aksiyal basınçla
çalışır.
Dizin bu fonksiyonunu yerine getirmesinde fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerini
yapabilmesi gerekir. Buna ek olarak uzunluğuna eksen etrafında dönmesi gibi bir
sınırlı hareket serbestisi vardır ki bu sadece diz fleksiyondayken gerçekleşebilir.
Diz mekanik görüş açısı bakımından, karşılıklı olarak iki özel ihtiyacı
karşılamaya çalışan bir uzlaştırıcıdır. Bunlar:
- Tam ekstansiyonda, vücut ağırlığıve kaldıraç kolu uzunluğunun sebep olduğu
sert streslere maruz kaldığı zaman DENGEYİ SAĞLAMAK
- Bir miktar fleksiyon hareketinin sonunda HAREKETLİLİĞİ SAĞLAMAK.
Diz bu problemi yüksek maharetli mekanik düzenlemelerle çözer .
Fakat eklem yüzeyinin hareket açısı bakımından sınırlı oluşu onu çıkıklar ve
burkulmalara maruz bırakır.
DİZİN
EKSENLERİ
Birinci derecede
serbestlik açısı enine eksene bağlıdır. Femur boynu çıkıntı yaptığı için
femur ekseni ile bacak ekseni dışa doğru açılan 170-175 derecelik bir açı yapar. Bu
bacağın fizyolojik çarpıklığıdır.
Üç eklemin merkezleri (H) kalça, (O) diz, (C) ayak
bileği HOC düz ekseni üzerinde sıralanırlar ve bacağın mekanik eksenini
oluştururlar. Mekanik eksenle, femurun uzunluğuna ekseni arasında 6 derecelik açı
farkı vardır.
Dizin yapısı, diz tam ekstansiyonda iken aksiyal rotasyon yapmasına imkan vermez.
Bacağın ekseni, mekanik eksenle çakışır ve aksiyal rotasyon dizde değil de kalçada
meydana gelir ki bu da dize yardımcıdır.
DİZ
EKLEMİNİN HAREKETLERİ : FLEKSİYON VE EKSTANSİYON
Bunlar diz ekleminin ana hareketleridir. Hareketin genişliği referans pozisyonuna göre ve aşağıdaki
kriterlere göre ölçülür.
Ekstansiyon: Bacağın arka yüzünün uyluğun arka yüzünden uzaklaşması olarak
tanımlayabiliriz.
Fleksiyon: Bacağın arka yüzünün, uyluğun arka yüzüne yaklaşması olarak
tanımlanır. Fleksiyon hareketinin genişliği (derecesi); kalçanın pozisyonuna,
fleksiyonun aktif ve pasif olmasına bağlı olarak değişir.
FLEKSİYON VE EKSTANSİYONDA MENİSKUSLARIN HAREKETLERİ
Daha önce açıklandığı gibi femoral ve tibial kondiller arasındaki değme
noktası fleksiyonda geriye, ekstansiyonda öne hareket eder. Menisküsler de bu
hareketleri izler. Bu durum sadece ligamentlerin ve meniskusların bulunduğu bir anatomik
preparatta görülebilir. Ekstansiyonda tibial kondilin arka kısmı, özellikle lateral
kondili meydana çıkarır. Fleksiyonda meniskuslar (medial ve lateral) tibia
kondillerinin arka kısmına doğru aşırı şekilde yaklaşırlar, özellikle lateral
meniskus lateral kondilin arka kenarına kadar erişir.
Menisküsler femur ve tibia arasında bütün basınç kuvvetlerini geçiren elastiki bir
çift yapı olarak önemli bir rol oynarlar. Diz ekstansiyondayken basınç kuvvetlerinin
geçişi artar. Fleksiyondayken ise kondiller kısmen temastadır. Bu iki faktör
kollateral ligamentlerin gevşemesi sırasındaki denge kaybı halinde hareketliliği
sağlar.
Aktif mekanizmalar: Ekstansiyonda patellanın öne hareketiyle gerilen meniskopatellar
lifler tarafından menisküsü öne çekilir, Ve bu da transvers ligamenti öne çeker.
Sonuçta, meniskofemoral ligamentte oluşan gerilimle dış menisküsün arka boynuzu öne
doğru çekilir.
Fleksiyonda, iç menisküs ön boynuz öne doğru çapraz bağ tarafından çekildiği
sırada arka tarafa yapışmış olan semimembranosuz tarafından arkaya çekilir. Dış
menisküs ise popliteus tarafından arkaya çekilir
DİZİN
ÇAPRAZ BAĞLARI (LİGAMENTUM CRUCİATA)
Diz ön taraftan
açıldığı zaman kondiller arası tümsekte, çapraz bağların eklemin merkezinde
genişçe bir alanı doldurduğu görülür. İlk görülen bağ ön çapraz bağdır.
(lig. Cruciate anterior) Tibia’nın ön kondilleri arası boşluğuna medial kondilin
kenarına bağlanır ve iç menisküsün ön boynuzu bağlantısı önünden ve dış
menisküsün arkasından geçer. Dışa ve yukarıya doğru eğik olarak gider femurun
dış kondilinin iç kısmında dar bir yere yapışır. Bu ligament tibia’nın ön
yüzünden başlayıp, femurun dış kısmında
sonlandığı için anterolateral ligament olarakta isimlendirilir.
Kondiller arası tümseğin derinliğinde, ön çapraz bağın arkasında arka çapraz
bağ görülebilir. Tiba’nın aka kondiller arası çukurun arka kısmına
yapışmıştır. Tibia’nın üst yüzünün arka kenarını aşar. Tibia’ya
bağlantısı dış ve iç menüsküsün) arka boynuzlarının arkasına olur
Sağ eklem kıkırdağı boyunca iç öne ve yukarı bir eğim içerisinde uzanır. Bu
ligamente daha çok tibia’ya arkadan, fermura da yan taraftan bağlandığından
posteromedial ligament (arka-iç bağ) ismi verilir.
Arka çapraz (cruciate) bağ, dış meniskusun arka boynuzunun aşaısına bağlanmış
olan meniskofemoral ligament tarafından daima takviye edilmiştir.
Çapraz bağlar birbirlerine eksen kenarları üzerinde ön taraflarıyla bağlar dıştan
arkaya giderken değerler. Eklem boşluğu içinde sinovial zarla (lined)
bağlanmışlardır. Serbest değildirler.
Çapraz bağların kapsul ile önemli ilişkileri vardır.
ÇAPRAZ
BAĞLARIN MEKANİK ROLLERİ
Bu bağlar ön aka yönde
dizi sabitleştirirler ve eklem yüzeylerini temasta tutarak eklemin bir menteşe gibi
çalışmasına izin verilir. Bağların rolleri mekanik bir modelle açıklanabilir. İki
karton tabaka (A ve B) bir tabakanın ucundan diğer tabakanın karşı ucuna giden
kağıt şeritlerle birbirlerine bağlanmışlardır. (ab ve cd) Bu şeritler iki menteşe
boyunca birbirlerine doğru, a ve c, ve b ve d çakıştıkları zaman, eğilebilirler
fakat biri diğerinin üzerinde kayamaz. Çapraz bağlar, aynı uzunlukta olmamaları, ad
ve db uzunluklarının eşit olmaması dışında aşağı yukarı benzer görev ve
düzenlere sahiptirler. Bu şartlarda, çevresinde flexionun olabileceği sadece iki nokta
değil, kondilin arka eğimi üzerinde sıralanan böyle tam bir seri nokta vardır.
fakat, mekanik modelle olduğu gibi ön arka yön
hariç kaymalar olabilir. Düz pozisyondan hareket ederek flexion cb temoral yüzeyin
eğilmesini sağlar ve arka çaprazın yükseldiği görülür. Aynı esnada, bağların
çaprazlaşma noktaları arkaya kayar ve ön çapraz (ab) yatay duruma gelir.
Ön bağ, tibia üzerine öyle düz yatarak, bir ekmek bıçağı gibi kondiller arası
tümseğe yapışır Flexion sırasında tibia çıkıntılarının arasında kalır. Diz
90º flexiona geldiği zaman, arka çapraz tam dik pozisyona geldiği anda, ön çaprazda
tam paraleldir. Tam flexionda ön çapraz (ab) gevşektir. Hiperextensionda her iki
çaprazda gergindir: önçapraz (ab) kondiller arası tümseğe dayanmaktadır. (c): arka
çaprazın pozisyonundaki değişme gelecek sayfada gösterilmiştir. Flexion ve extension
sırasında çapraz bağlarda oluşan gerilim halen tartışılabilir durumdadır. Roud
(1913) değişik uzunlukta olan bazı liflerin çoğunlukta gerilimde olduğunu iddia
etmiştir. Bir başka yönden Strasser (1917) mekanik model Yardımıyla, aynı anda
gerilemeyeceklerini iddia etti: Ön çapraz (AC) extension sırasında, arka çaprazda
flexion esnasında gerilir (PC). Roud’un haklı olduğu iki nedenden dolayı ortaya
çıkıyor: Birinci olarak, normal dizde, pozisyonu ne olursa olsun kayma hareketi yoktur;
ikinci olarak, Strasser’in modelinin kullanılmasıyla, değişik açıdan
görünümünde, tam flexiondan tam extensiona tibia platosununtüm değişik
pozisyonlarını birleştiren eğriliği, femur kondilinin arka parçasının profilinin
gösterdiğini ispat etmiştik. Bu tibia düzlüğü ile kondiller temasta oldukları
zaman iki bağın uzunluklarının değişmediğini kanıtlar. Bu aynı zamanda,
kondillerin şekillerini geometrik olarak, bağlantılarını düzeni, uzunluk oranları
ve de çaprazların uzunluğu ile belirlenmiş olduğunu tanımlayan önemli görüşü
doğrular. Çaprazların uzunluğunu, uzunluğun oranı pozisyonlarını değiştirerek,
birisi bağlı olarak değişik olan bir seri değişik eğri çizebilir.
Bağ Lezyonları ve
Menüsküs
Sporcularda dize gelen şiddetli
darbeler menüsküsten başka diğer liflerede gelerek onlarda ezilmelere ve yırtıklara
sebeb olurlar.Buda dizde büyük ölçüde dengesizlik ve fonksiyon kaybına yol açar.Bu
yırtıklara ve dedavilerine geçmeden önce diz ekleminin abatomisini çok iyi bilmek
gereklidir.Diz eklemei yukarıda Femur ,aşağıda Fibula ve Tibia kemikleriniz ir araya
gelmesi ile oluşur.Ayrıca dizimizde Patrlla denen oynak bir kemik vardırki dizimizi
ellediğimizde bu yuvarlağımsı kemik elimize gelir.Diz eklem bakları bu kemiklere
tutunarak işlem görürler.
Diz eklemi içinde yer alan ve dizin dengesi ve
fonksiyonunda büyük rol oynayan bu bağlardan DIŞ YAN BAĞ kalın ve yuvarlak
şekildedir.Üstteki uyluk kemiğinin (Femur)dış yan yüzüne yapıştığı gibi altta
kamış(Fibula) kemiğinin başçığına yapışır Coletaral ligament diye yukarıda
görüyorsunuz.İÇ YAN BAĞ ise Uyluk (Femur)iç lokma(Kondil)sının yan yüzünden
başlayangeniş ve kuvvetli bir şerit biçimindedir.Aşağıda kaval(Tibia) kemiğininiç
kondilinin yukarı bölümüne yapışır.
Bunlardan baçka önden ön ve arka çapraz bağlar vardır.Yukarıda bükülmüş
dizde tam ortada çapraz bağları görüyorsunuz.Ön çapraz bağ Tibianın ön kondiller
çukurundan başlar,yukarı ve arka kısıma yönelerek femurun dış kondilinin arka
bölümüne tutunur.
Arka çapraz bağ ise yine Tibianın arka kondiller çukurundan başlayarakiçe
yukarı ve öne doğru ilerler ve Femurun kondilinin derin yüzünün ön bölümüne
tutunur.
Diz eklemi 3 tür hareket yapar.
1-Extansiyon(Açma)
2-Flexsion(Bükme)
3-Rotasyon (Dönme
Bükme ve açma arasındaki genişlik ortalama 130-150 derece kadardır.
Ekstansiyon halindaki dizde içe ve dışa doğru hareket yoktur.Bunu zorlayan
kuvvetler iç ve dış bağlarda Antors(Burkulma) dan yırtılmaya kadar giden lezyonlara
neden olurlar.Ayrıca Rotasyon(dnme) hareketleride bu yav ve çapraz bağlar nedeniyle
sınırlı olarak yapılabilir.
Bu bağların antorsu yada yırtılmalarıda çoğunlukla şu şekilde olur.Yarı
büküü durumdaki dize valgus(orta hattan uzaklaşma) yaptıran kuvvetlerle birlikte
uyluğun içe dönmesi durumunda iç yan bağ zedelendiği gibi,aynı zamanda
yırtılabilir.Bunun aksi bir hareket dış yan bağlarda aynı durmu ortaya
çıkarabilir.Bu yapılan hareketlerin bütününde iç menünküs,ön çapraz bağ,iç
yan bağda zedelenmeler ve yırtıklar oluşur.
Ön çapraz bağın burkulma ve yırtılması daha çok görülen bir durumdur.Bu
yırtıklar çoğunlukla Tibianın üst kısmına gelen travma ile olabildiği gibi
tibianın aniden dışa kusurlu olarak döndürülmesi gibi durumdada ortaya
çıkabilir.Bu taravma daha çok olursa ön bağlardan başka menüsküs ve iç yan bağ
yırtılmalarıda ortaya çıkar.Bu bağların tam ve kismi kopması ile dizde çeşitli
klinik bulgular ortaya çıkar.
İç yan bağ çok zedelenir.Tam olmayan yırtıklarda dizde su
toplanması(Hidartroz) ve kan toplanması(hemartroz) olabilir.Tam yırtılmalarda dizin
dengesi bozulur ve diz eğik durur.
Dış yan bağ yırtılmaları içtekine benzer .Denge içtekinin aksi yönde
olur.Dış yan bağın yırtılma veya gerilmesinin daha az görülmesi bu bağın iç yan
bağa göre daha kuvvetli olmasındandır.
Çapraz bağların yırtılma ve gerilmesinde durum tamamen başka şekildedir.Diz
bu travmadan sonra çok şişer,eklem boşluğunda sıvı veya kan birikmesi
olabilir.Ayrıca özel bir muayene yöntemide vardır.
Dizin,bükülü iken altından öne doğru çekilince bacağın kolaylıkla öne
doğru geldiği görülür.Buna çekmece(Sürgü) belirtisi denir.Arka çapraz bağ
yırtıklarındada aksi yönde yapılan bu yöntem ile bu çekmece belirtisini
yapabiliriz.
Yukarıda anlatılan b klinik belirtilerin beraberinde menüsküs yırtıklarınada
rastlanabilir.Bu nedenle muayenenin akut hal geçtikten sonra yapılması daha iyi
olur.Ayrıca bağların yapıştığı yerden ufak kemik parçalarının kopmasıda bize
radyolojik incelemenin değerini gösterir.
Bu tür bağ lezyonlarında tedavinin değeride önem taşır.Bağ yırtıklarında
yapılması gereken ortopedik tedavi oynağın bir süre hareketsiz
kalmasıdır.Buda alçılı bandajlar ile gerçekleşir.Eğer dizde sıvı veya kan
birikmesi aşırı olmuşşa bu steril koşullarda boşaltılır.Alçılı uygulama 3
hafta devam eder.Yırtıkların tamiri bu şekilde gerçekleşir.Eğer bu tedavide bir
gecikme olura kopan bağların tamiri gecikir veya olmazsa o zaman cerrahi yöntem
uygulanır.Çok eski yırtıklarda çeşitli plastik ameliyatlar yapılabilir.Ön çapraz
bağ arkaya oranla daha çok yırtılır.Eğğer hafif ise istirahat ve kas
kuvvetlendirmesi yanısıra 3 hafta kesin dinlenme gereklidir.Daha ciddi ise 8 hafta
alçılı bandaj uygulanır.Tedavi sonunda fizik tedavi yöntemleride uygulanır.
Ön çapraz bağın tam yırtılmalarında ameliyat gereklidir.Bu bağın çeşitli
tamir yöntemleri vardır.
Menüsküs
Tibia dediğimiz alt bacağın
kalın kemiğinin platosu üzerine yarleşmiş diz eklemini meydana getiren tibia ve femur
arasında bulunan bir çeşit eklem yastığı görevi gören kıkırdaktan yapılmış
dokuya menüsküs adı verilir.Bunların içte olanın aiç menüsküs dışta olanına
dış menüsküs adı verilir.Dzi eklemi yarım bükülü durumda iken dizde meydana gelen
zorlu dönme hareketleri sırasında menüsküste değişik şekil ve derecelerde
yaralanmalar meydana gelir.İç menüsküs daha büyük çevresi daha incedir.Dış
menüsküs ise
kalınca,hareket yeteneği çok ve
dizin iç çapraz bağları ile ilişkili olduğundan içe oranla yedi kat daha az
yaralanmaya uğrar.
Menüsküs yaralanmaları genç yaşlarda ve sporcularda görülen bir yaralanma
çeşidi olup daha çok kayak ,güreş,futbol ve do sporlarında görülür.Bazı
hastalıklar bir kenara bırakılacak olursa meydana gelmesindeki tek etken
travmadır.Yani dize gelen darbelerdir.Bu yaralanmaları 3 guruba ayırabiliriz.
1-İç menüsküs yırtılmaları
2-Dış menüsküs yırtılmaları
3-Basit yırtılmaları
İÇ MENÜSKÜS YIRTILMALARI
Diz dışa açık ve hafif bükük iken Femurun yani üst bacak
kısmının ani içe dönmesi ve bu arada zorlanması halinde iç menüsküste yırtılma
,kopma ve çıkıklar meydana gelmektedir.Bu yırtlmalar şu şekillerde olabilir.
a-Ön boynuz yırtığı
b-Arka boynuz yırtığı
c-Ortadan enine yırtılma
d-Kova sapı şeklinde boyuna yırtılma
e-Kenarlardan yırtılma ve ayrılma
f-Yırtıkla beraber fıtık meydana gelmesi
g-Yırtılma olmadan bağlardan kurtularak fıtık meydana gelmesi
MENÜSKÜS YIRTIĞININ TANIMLANMASI
Hastalık meydana geldikten sonra tecrübeli ve bilgili bir sporcuyaptığı
hareketin şeklinden verdiği acıdan,menüsküs olduğunu anlayabilir.
Tanımlama aslında çok
zordur.Çekilen filimlerle bile tanı çok zor konabilir.Ama güzel bir anlatım hekime
yırtılma olduğu konusunda yardımcı olabilir.Anlatılan olay genelde şöyledir.
Diz hafif bükük ve dışa dönük.ayak dış tarafa açık ikenüst bacağın
(Femur)ve vucudun ani olarak içe dönmesine neden olan bir hareketten sonra diz
içinde şiddetli bir ağrı ve ses duyulduğu
arkasından yere
düşüldüğüdür.Bundan sonra sakatlanan sporcu dizinin iç tarafındaki şiddetli
ağrı ile topallayarak yürür.Diz eklemini tam düzleştiremez ve tam
bükemez.Çömelemez ,merdiven çıkmakta zorluk çeker.Dizini büktüğünde
açamaz,açolırken eklem içinden ses gelir.
Bu yırtılma sırasında eklem içindeki damarlarda da yırtılma olursa diz eklem
boşluğu kan ile dolar.Bu bir saat içinde gerçekleşir(Hemartroz).Kanama olmasa bile
boşluk 7-8 saat içinde su ile dolar (Hidroartroz)
DIŞ MENÜSKÜS YIRTILMALARI
Ayak ve Tibia(Alt bacak)diz hafif bükük ve dışa dönük iken femurun
yani üst bacak kısmının ani olarak dışa dönmesi ile oluşur.Yırtık şekilleri iç
menüsküsteki gibidir.Şişme daha az ve ağrı dış taraftadır.
KÜÇÜK YARALANMALAR
Dönme hareketleri menüsküs yırtığına sebep olacak kadar büyük
değilse,ancak menüsküsün kenar yapışma yerlerinde küçük yaralanmalara neden
olur.Bunun sonucu şiddetli bir ağrı ve eklem şişmesi görülür.Fakat eklemde
takılma veya kitlenme olmaz.
Yukarıda meydana gelen her üç şekildeki yaralanmalar sporcu sağlığı
açısından çok önemlidir.Böyle bir durum olduğunda antereman hemen
kesilmelidir.Sakatlığın tanımlanmasında özel bir takım testler,belirtilrr ve
yöntemler vardır.Bunlar tecrübe ile kazanılmış yetenekler olduğundan sporcunun hiç
vakit geçirmeden ve daha fazla zorlanmadan muhakkak bir ortapedi uzmanına görünmesi
gerekmektedir.
|