SPORUN YARARLARI-ZARARLARI
Sporun yararları;
Hareket sistemi; sporun sağlığa yararlı
olduğu tartışılmaz bir gerçektir, fakat sportif bir aktiviteye başlamak için
gerekli olan temel bilgiler genelde yetersizdir. Yani, yaşınıza ve fizik kondisyon
düzeyinize uygun spor türünü seçmek önemlidir. Hareket sistemi üzerine sportif
aktivitenin çok büyük yararları açıktır. Kas düzeyinde, çalışan kasların
tonusunda ve kuvvetinde artış görülür.
-Sportif aktivite eklemlerin doğal genişlik derecesinin korunmasına ve gelişmesine
olanak sağlar, ankiloza (eklemlerin katılaşması) karşı mücadele eder.
-beslenmeyi ve kıkırdakların devinme yeteneklerini kolaylaştırarak eklemlerin en iyi
şekilde korunmasını ve bakımını sağlar,
-kemik düzeyinde; kalsiyum tutulmasını kolaylaştırır, yaşlı insanlarda sıklıkla
görülen osteoporose hastalığına karşı mükemmel bir korunma aracıdır.
-kas tonusunun iyileşmesi sayesinde; sportif aktivite kalça, dizler ve özellikle omurga
düzeyindeki ağrıların önüne geçilmesine olanak sağlar,
-bel ağrılarına karşı en iyi ilaçtır fakat, şayet omurganızın durumuna salık
verilmeyen sporları ya da kötü jimnastik hareketleri yaparsanız, zararlı da olabilir,
Kalp-damar sistemi; salık verilmeyenler hariç, düzenli antrenmanlar kalp-damar
sisteminin işlevi üzerine yararlı etkilere sahiptir; kas yapıda olan kalp, kasılma
kapasitesini yükseltir ve büyük bir etkinlik gücüne ulaşır, böylece kan
organizmanın dokularına en iyi bir şekilde dağılım gösterir. Diğer taraftan fizik
aktivite iki önemli kalp-damar hastalıkları risk faktörüne karşı etkili biçimde
mücadele eder; arteriyel hipertansiyonu düşürür, aterosikleroza karşı en iyi
ilaçtır; dolaşımı iyileştirir ve sporcunun beslenmesine dikkatini zorunlu kılar;
böylece, damar sistemi üzerine zararlı etkileri çok iyi bilinen, alkol ve sigara gibi
toksik etkileri olan maddelerden uzak durulur.
Özetle;
-kalbin çalışma sistemini düzenler, efektif ve ekonomik çalıştırır,
-periferik damar direnci azalacağından kalp üzerindeki yük kalkar,
-hipertansiyon düzelir,
-dolaşım hızlanır, bundan dolayı metabolik artıkların atılımı kalaylaşır,
-pulmoner oksijenasyon yeteneği artar
Dış görünüm; spor bedeni geliştirir ve belli bir görünüş sağlar, fakat
zayıflatmaz. Terleme ile kilo kaybı düşünülmemelidir, ter ile kaybedilen su daha
sonra geri alınır. Fizik aktivite sellülite karşı etkili mücadele yöntemidir,
kasları uyumlu hale getirir, aşırı kilo alımına yol açmaz (eğer body-building ile
uğraşmıyorsanız).
Psikolojik yararlar; bu etkiler uygulanan spor türüne bağlıdır ki bunlar en az fizik
etkiler kadar önemlidir. Spor;
-kendine güveni uyandırır, hırsı artırır,
-heyecanı ve stresi azaltır,
-bedenin bilincine varılır, seksüel yaşamın düzenine katkı sağlar,
-beynin daha iyi oksijenlenmesi sayesinde, zekasal etkinliği yükseltir,
-gurup düşüncesi, bireyler arasında ilişkiler, karşılıklı olarak saygı kavramı
gelişir,
-zevk alma duyusu gelişir; bu beyinden salgılanan hormonlar ile olur; endorfinler; aile
ve mesleki kaygılardan kurtulmaya olanak sağlar.
Sporun zararları;
Sıklıkla, sporun sağlığı bozan bir çok
faktörün kaynağı olduğu unutulur. Sporun yararlarını bir tarafa koyarak, “hasta
olmak istiyorsanız spor yapın” da diyebiliriz.
Yılda milyona yakın ölümün spordan
kaynaklandığı tahmin edilir. Ölümler yalnızca, otomobil yarışçıları ya da
alpinistler gibi üst düzey sporcuların şaşırtıcı kazalarından kaynaklanmaz.
Ölümlerin çoğu yetersiz hazırlanma yanlışlıklarından da kaynaklanır; güneş
altında tenis oynamak, çok yoğun bir koşu sonrası ya da yüzerek gereğinden fazla
kuvvetine güvenerek plajdan çok uzaklara açılma sonrası kramp girmesi nedeniyle
boğulmaların görülmesi
Spora başlarken mutlaka çok dikkatli
olunmalı ve hekimin öğütleri göz önüne alınmalıdır. Kırk yaşından sonra,
sağlıklı olsanız bile, özellikle kardiyak yıkımlardan sakınmak için düzenli
olarak hekim kontrolünden geçmek gerekir. Spora bağlı kazalar ve sonuçlarını
4 guruba ayırabiliriz; kalp-damar bozuklukları, travmatik sorunlar, hareket sisteminde
aşırı işlevsel sorunlar ve dopinge bağlı sorunlar.
1. Hareket sistemi üzerine: hareket sisteminde
görülen rahatsızlıklar çok fazladır fakat ağır bir sorun değildirler. Önem
derecesine göre sıralayacak olursak;
Kas tutuklukları; bu sonunlar, aşırı bir çalışma sonrası kaslarda biriken aşırı
toksinlerin, özellikle laktik asitin birikmesinden kaynaklanır. Bu olay çalışmadan 24
saat sonra başlar ve 2-3 gün kadar sürebilir. Bu durum da çok su içmeli ve kaslara
yumuşatıcı pomadlar sürülmelidir. Sauna ya da sıcak bir banyo iyi bir etki
sağlayabilir.
Kasılma; istemsiz kas kasılmalarıdır, refleks bir reaksiyondan, aşırı uzamadan ya
da eklem travmasından kaynaklanırlar. Olayın durumuna göre kas üzerine buz ya da
tersine, sıcak banyo ve masaj uygulanır.
Uzama; kas liflerinin gerilmesine neden olan, kasın elastikiyet sınırının
aşılmasıdır. Bu durumda zorunlu olarak tüm masajlardan kaçınmak ve liflerin
toparlanması için 10 gün beklemek gerekir.
Lif kopması; belirli sayıda kas liflerinin yırtılmasından kaynaklanır ve beraberinde
kas düzeyinde bir iç kanama görülür. Masaj sakıncalıdır, iyileşme en az bir ay
sürer.
Yırtık; kasın yırtılması çok ağır bir tablo oluşturur. Cerrahi bir girişim
gerektirir.
Tendinit; sporcularda sıklıkla görülür. Genellikle aşil tendonunda, pubisde, diz
kapağında, uyluk addüktörlerinde ve dirsekte odaklanırlar (tenisçi dirseği).
Tendinitler bazen tüm sportif aktivitelerin bir süre kesilmesini zorunlu kılar.
2. Kalp-damar sistemi üzerine; kalbin, saygı
gösterilmesi gereken sınırlarının bilinmesi gerekir. Bu tür riskler özellikle; uzun
süreden beri spor yapmayan, hiçbir ön hazırlığı olmayan, akşam karar verip sabah
başlayan, kırk yaş üzeri yetişkinlerde ortaya çıkmaktadır.
Çok anlamlı bir örnek squaç’ tır ve
görünmediği kadar çok şiddetli bir spordur. Tenis ve koşu da, özellikle güneş
altında uygulandıkları zaman, bazen tehlikeli sporlar olarak ortaya çıkarlar.
Sigara içmek ya da önemli bir fizik
aktiviteden sonra saunaya girmek gibi yanlışlardan da kaçınmak gerekir.
3.Doping;
Yıllardan beri doping sorunu kaygı verici
boyutlara ulaşmıştır, 1988’ de Seul Olimpiyatlarında Ben Johnson’ un altın
madalyasının geri aalındığı hatıralardadır. Doping olarak kullanılan ürünlerin
listesi hayli kabarıktır, özellikle yapay olarak performansta iyileşme sağlayan
anabolizanlar ön sırayı almaktadır. Bunlar çoğunlukla vitaminler gibi psikolojik
etkiye sahiptirler. Üstelik, düşüncesizce bu riski göze alan sporcuların yaşam ve
sağlıkları için gerçek bir tehlike oluştururlar.
Anabolizanlar; bunlar hormonlardır, erkek
testosteronu olarak takdim edilirler. Yoğun bir antrenmanı uygulamak koşuluyla önemli
ölçüde kas kitlesini artırırlar. Kaslarda kitle artışı görülse bile tendonların
üzerine hiçbir etkileri yoktur, kasın kasılma kuvveti tarafından kopmalar olabilir.
Anabolizanlar bazen tehlikeli tendon
kopuklarına yol açmaktadırlar. Bunun yanında, kadınlarda geri dönüşümü olmayan
erkekleşme, seksüel yaşam bozuklukları, bazen kanser (özellikle prostat kanseri) gibi
çok ağır tabloların kökenini oluştururlar.
Amfetaminler; en çok bilinen ürünlerdir,
uyarıcı ilaçlardır. Açlık duygusunu, özellikle yorgunluk hissini yatıştırırlar.
Yarışma esnasında öfori sağlarlar ve sporcu kendisini yenilmez hisseder. Fakat, uzun
sürede önemli psikolojik bozukluklara yol açarlar, özellikle kişi sürekli olarak
hallisünasyonlar ile karşı karşıya kalır.
Kortikoidler; strese karşı mücadeleye ve
çabuk toparlanmaya olanak sağlarlar. Fakat, hormonal sistemi tamamen bozarlar, kas ve
tendon düzeyinde ağır yaralanmalara yol açarlar, bazen diyabete neden olurlar ya da
kullanımlarından uzun yılar sonra osteoporoza yol açarlar.
Kardiyak uyarıcılar; uzun zamandır,
yarışma öncesi eritrosit enjeksiyonu, özellikle dayanıklılık sporlarında
destekleyici rol oynadığı sanıldı. Oysa, bu doping tamamen etkisizdir ve günümüzde
terk edilmiştir. Kardiyak tonik olarak bilinen ünlü efedrin bir çok öksürük şurubu
ve burun damlası gibi ilaçlarda bulunur. Kafeinin aşırı tüketimi yasaktır, fakat
yinede kontrole yakalanmamak için 6-8 fincan içilebilir.
Medikal kontrol; sportif bir aktiviteye
başlamadan önce medikal bir kontrolün yapılması kaçınılmazdır. Bu kontrol özel
bir merkezde yapılmalıdır. Bu kontrolün amacı, genel olarak bir sporu yapmaya ya da
belli bir spor için olası yasaklı durumların varlığını saptamayı amaçlar. Bu
durum EKG, kardiyak enzimler, röntgen ve hastanın muayenesi ile araştırılır.
Kesin yasaklı durumlar;
-yeni geçirilmiş miyokard infarktüsü
-tipik göğüs ağrısı
-konjenital kardiyopati (doğuştan kalp
hastalığı)
-kardiyomiyopati (kalp kasının kasılma
özelliğinin azalması)
-akut perikardit (kalp zarının iltihabi
hastalığı), miyokardit (kalp kasının iltihabi hastalığı),
-kalp ritim ve iletim bozuklukları
Göreceli yasaklı durumlar;
-miyokard infarktüsü; yeterli bir aradan
sonra (en az 6 ay) ılımlı egzersizi engellemez, fakat yarışma yasaktır,
-kalp ritim bozuklukları (hastanın takibi
gerekir),
-göğüs ağrısı (EKG ve kardiyak enzimler
normal, atipik göğüs ağrısı olursa spor yapılabilir),
-orta derece arteriyel hipertansiyon (yüksek
hipertansiyon yasak) ,
-tansiyonu düşük olanlar ya da efor testinde
tansiyonu yükselmeyenler
Bu incelemelerden sonra, hekim size
yapabileceğiniz sporu önerecektir. Mesela, kulak ağrınız var ise suya dalmanız
yasaklayacaktır.
Aerobi Egzersizinin Yararları
Diğer yararları yanında, en önemli yararları kalp-damar sistemi
üzerinedir;
-durağan bir yaşam sürenler, hareketli bir yaşam sürenlere göre 6 kez daha fazla
kardiyak rikse sahiptirler,
-kan "kötü" kolesterol düzeyi azalır, "iyi" kolesterol düzeyi
artar,
-vücut yağı kontrol edilir (kuvvet antrenmanı ile birlikte aerobik egzersiz ve özel
diyet vücut yağını azaltır),
-vücudun direncini yorgunluğa ve fazla enerji gerektiren işlere karşı artar,
-kasların formu ve yağsız vücut kitlesini artar,
-tansiyon düşer ve iyi bir uyku düzeni sağlanır,
-vücudun genel direnci artar,
-kemik, tendon ve ligamentleri güçlenir,
-yüksek bir emosyonel denge ve pozitif görüş açısı oluşur.
Uzun süreli çalışmalar sonucunda,
her 10 yılda bireyin genel form düzeyi % 8-9 oranında azalmakta olduğu gözlenmiştir.
Aktif insanlarda bu oran % 4’ tür. Antrenmanlı bireylerde düşüş oranı % 2’dir
(veya daha az ). Fazla kilo ve beden yağlarından sakınıldığında, dinçlikte azalma
minimize olur. Dr. Paul Davis dinçlikteki azalmada en önemli faktörün vücuttaki yağ
oranının yükselmesi olduğunu açıklar.
Kalp-damar sisteminin antrenmanı, maksimal kardiyak frekansın %60-90
arası, aerobi ortamdaki koşular ile sağlanır, kuvvet antrenmanları ya da diğer
anaerobik ortamdaki antrenmanların sisteme katkıları çok azdır ya da yoktur.
|