Taekwondoda üstünlük ve değer kimdedir. Hakikat nerede ellerinizi suyun içine daldırın ve yakalamaya çalışın. Taekwondonun kaideleri ve ahlakı her türlü üstünlüğü aşar.Taekwondo çalışmaya başlayan bir insan dojanga (çalışma salonu) girdiği andan itibaren kişiliği,rütbesi,makamı ve mevkisi dışarıda kalır.Bu karışıklığın olmaması için esastır.Kişi bu gerçeği kabul ettiği anda kendini başkalarından üstün hissettiği tüm nefsi duygularını dışarıda bırakır.Dojanga gelen bir kimse tüm kötü alışkanlıklarını terk etmek zorundadır.kötü meziyetlerini spor salonuna taşımaya çalışan kimse daha işin başından karışıklığa ve düzensizliğe prim veriyor demektir ki bu asla kabul görmez. Dolayısıyla taekwondoya başlamanın ilk şartı kural koymak değil kurallara uymaktır. Taekwondoda hiç bir kimse mükemmel ve kusursuz değildir.Dağ ne kadar büyük olursa olsun gün gelir dibindeki denizin nemi onu yok eder gider.Her meziyet çalışmak ve çabalamakla elde edilir.başarının %1'i kabiliyet ise %99'u çok çalışmaktan geçer.Dojangta hiç kimse bir diğerinden üstün ve farklı kabul edilmez.Ufak bir çocukla yetişkin bir taekwondocunun salonda göreceği değer ve itibar hep aynıdır.Hiç bir sporcu bir diğerinden üstün ve güçlü değildir..Ne kadar yetenekli olursa olsun eğer düzeni bozan ve kural dışı davranış içinde olan bir kişinin anında salon ile irtibatı kesilir.Hayatta ulaşılan her gerçek su gibidir.Elinizi suya daldırın ve yakalamaya çalışın.Suyun elinizden kayıp gittiği gibi gün gelir size güç ve kuvvet veren değerlerinde hayatınızdan akıp gittiğini görürsünüz.Taekwondoda bu duygu hakimdir.Bu nedenle mükemmelliğe ulaşılmaya çalışılır ,ama değer verilmez ve hiç kimse çok bildiğini iddia edemez.Antrenör için her sporcunun attığı tekme ve yumruk aynıdır.Farklı bir değer ifade etmez. Taekwondoda kemer derecelerine göre sporcunun kademesi ve değeri olur.Her kemer geçildikçe sporcunun değeri artar.Yalnız bu kademe ve değeri ,sosyal hayattaki gurur ve kibir demek olan makam ve mevkiinin sebep olduğu üstünlükten ayırmak gerekir.İslami tasavvufta nasıl dereceler var olup kişi bu kademeleri geçtikçe Allah rızasını kazanmada değeri artar ama nefsi o oranda küçülür ve kibir,riya ,gösteriş,gurur gibi duyguları körelir insan olarak basitliğini anlarsa taekwondoda da böyledir. Sporcu kemer geçtikçe olgunlaşır.İlk başlardaki heyecan ve gösteriş merakı kırılır ve ben çok şey biliyorum duygularını bir kenara bırakır. Taekwondo 3 esas kaide üzerine kuruludur.Musool(beceri) , Muyee(yöntem), Mudo (kurallar,amaç,gaye,prensip) Musool taekwondonun fonksiyonel yönüyle ilgilidir Her insanın farklı becerileri vardır ve bu farklıklarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir..Muyee taekwondoda yöntem meselesidir olup kişinin kendini yenilemesi ve becerilerini arttırması için araştırmacı kişiliğini ortaya koymasının izahıdır.Muyo ise taekwondonun kurallar bütünüdür amaç ve gayelerini kapsar.Kişi istediği kadar becerikli , yetenekli olsun ve mükemmel yöntemlerle çalışsın ,eğer amaç ve gayesi yoksa kendini devamlı boşlukta hisseder.Yeteneklerini ve çalışmaları hep boşa gider. Tersini de düşünebiliriz kişinin ne kadar amacı olursa olsun becerisi yoksa amacına ulaşamaz. istediği kadar becerikli ve amaçlı olsun,eğer uygun yöntemler kullanmıyorsa gayesine yine ulaşamaz.aslında bunlar birbirinden ayrılmayan ve birlikte olmaları halinde kişiyi başarıya ulaştıran kavramlardır. Taekwondoya başlayan bir kişi ilk başlarda tüm bunların farkında değildir.Bir an evvel teknik hareketleri öğrenme ve başkaları tarafından beğenilme duyguları içinde bu spora başlar ,biraz gurur,kendini beğenme duyguları vardır.Belki becerisi vardır ama amaçsız ve gayesiz olarak bu spora başlar.Bu saydığımız kavramlar kısa sürede sporcuya verilmez ise bir süre sonra terk eder.becerisi olsa bile amacı olmayan misal olarak 10 yıl sonraki bir şampiyonayı kazanmayı amaç edinmeyen bir kişi için bir süre sonra salon sıkıcı gelmeye başlar.Kişideki bu düzensizlik ve bıkkınlık sosyal hayatta da kendisini gösterir. Ancak yeteneği,amacı olan ve belli yöntemle çalışan kişi zamanla bu işi ne için yaptığının şuuruyla devamlılık arz eder.Bu kişiler sosyal hayatta da başarılı olan hedefini ve yöntemini seçmesini bilen kişiler haline gelirler. Hedefi müsabıklık olan ve olimpiyatları kazanmayı amaç edinen bir sporcunun gurur,kibir,hava gibi düşünceleri olamaz Devamlılık arz eder ve performansı sürekli artar.Aynı teknikleri devamlı olarak tekrar eder.Bu bitmez tükenmez bir sabrı gerektirir.Akıl ve vücudunun kombinasyonu sürekli beraber çalışmaya başlar. Akıl ile vücudunu kontrol eder ve yönlendirir. Bu çalışma yöntemleri ona sosyal hayatta da prensipli hareket etmeyi sağlar.Çabuk karar verme, tahammül, sabır, azim, başarma hırsı,doğru yöntem seçimi ,öne çıkma,görevi eksiksiz yapma gibi kabiliyetlerini arttırır.Bunu yaparken de alçak gönüllülük, tevazu, edep haya gibi insani değerleri ön plana çıkararak toplumda her zaman seçkin bir yer elde eder. Yani bu spora başlarken kendini çok büyük gören,ama gayesiz ve amaçsız biri sonunda alçak gönüllü ,tevazu sahibi ama amacı ,olan hedefi olan ve yöntemleri olan becerikli bir şahsiyet haline gelir. |