TAEKWONDODA ZİHİNSEL ÇALIŞMA
Kazanma istek ve arzusu insanın doğasında vardır.İnsan ruh ve karakterinin
ayrılmaz bir parçasıdır.Müsabakalarda bunun açık örneğini sporcularda
görebiliriz Sıradan ve hiç bir önemi olmayan dostluk turnuvalarında bile
kazanma hırsının açıkça sergilenmesi ve bir anda sert bir müsabakaya
dönüşüvermesi dövüş sporlarının karakteristiğidir.
Kazanmak için gerekli olan faktörlerin başında "güç ve çabukluk" akla
getirilir.Güçlü bir sporcu deyince, üstün fiziksel yapı kadar, dayanıklılık ve
tecrübeye de sahip sporcu söz konusu olur.
Buna rağmen kazanmak için sadece güçün yeterli olmadığını kavramakta çok
önemlidir.Çünkü Dövüş sporlarında fizikçe zayıf sporcuların veya daha az
yetenekli sporcuların maç kazandığını çok sık görürüz.
Çünkü bir müsabaka sonucunu etkileyen çok değişik faktörler söz konusudur.
Rakibe ters gelen farklı bir beceri, maç esnasındaki fiziksel kondisyon,
ve hatta biraz şans bile maç sonucuna etki eden faktörlerdir.Bunlarla birlikte
üzerinde önemli durulması gereken husus sporcunun "zihinsel dayanıklılığıdır"
ferdi müsabaka sporlarında bir sporcunun, karşı rakip sinirli ve
kararsız ise maçı kolaylıkla kazanabileceği önceden tahmin edilebilir.Kendine
güven içinde maça çıkan bir sporcu kararsız ve tereddüt içindeki bir
rakibi kolaylıkla alt edebilir. Soğukkanlı ve sakinliğini koruyan bir sporcu
böylelikle konsantrasyonunu korumayı sürdürebilir ve sinirli rakibine üstünlüğü
sürekli olarak elinde tutar.
Sonuç olarak, Müsabaka süresince sakinliği sürdürebilme yeteneği
müsabakanın kırılma noktasında size en büyük avantaj sağlar.Bu nedenle maç
süresince vücut ile beraber zihnide çalıştırmak ve zinde tutmak çok önemlidir.
"Zihinsel çalışma" demek maç esnasında oluşabilecek en olumsuz durumları dahi
göz önüne getirerek zihni bu olaylara karşı hazırlamak ve gerçek müsabakada
oluşacak olayları bu şekilde ön hazırlıklı olarak karşılamaktan ibarettir.Tıpkı
haltercilerin halteri önce zihinlerinde ve hayalinde kaldırması veya
jimnastikçinin hayal olarak taklalarını canlandırıp ondan sonra gerçek pratiğini
yapması gibidir.
Her sporcunun zihinsel durumu, şahsiyeti, huy ve karakteri, düşünce yapısı
farklı farklıdır.Bu nedenle standart ve geleneksel bir zihinsel çalışma yöntemi
yoktur.
Zihinsel antrenman üzerine çalışmalar ciddi olarak Batı Avrupa'da 1950'li
yıllarda başladı.Özelliklede Sovyetler birliği ve Doğu Almanya'da öncelikli
olarak ele alındı.Buralarda yapılan araştırmalar diğer atletler içinde büyük
ölçüde avantaj sağladı. Çünkü sonuçta "bilgi" elde tutulamayan ve sürekli
yayılan bir değerdir.
Zihinsel çalışma sporcunun kendi güç ve değerinin farkına varması olayıdır."İmaj
çalışması" sporcunun konsantrasyon seviyesini arttırmada en önemli faktör
olarak spor tarihine girmiştir. Sovyetler birliği ve Doğu Almanya'nın "zihinsel
antrenman yöntemleri" sayesinde sporcularına verdikleri motivasyon Dünya
şampiyonalarında kendini göstermeye başlamış 1976 olimpiyatlarında zirveye
çıkmıştır.Tüm madalyalara ambargo koyan Doğu Almanya'nın bu başarısı diğer
ülkeler tarafından ciddi olarak araştırılmış ve aynı yöntemler taklit edilmeye
başlanmıştır.
Zihinsel çalışma temel olarak üç ana bölüm içerir.
Motivasyon, rahatlama ve konsantrasyon
1) Motivasyon:
Motivasyon kişiye Ruhi telkinle fazladan ilave olarak eklenebilen güçtür.Daha
doğrusu kişide var olan ekstra gücün açığa çıkarılabilmesidir.Net bir amaç,
başarmaya olan istek ve bu istekteki devamlılık motivasyon için
şarttır.Motivasyon daha çok kişinin kendi kendine telkini ile olur.Bu nedenle
sporcu çok basit soruları dahi kendine sormaktan çekinmemelidir.Niçin antrenman
yapıyorum? ,bu müsabakayı neden kazanmam lazım vs gibi çok gereksiz ve belki de
saçma sapan gelebilecek soruları dahi sorması gerekir.bu sorulara verilen net
cevaplar kişinin konsantrasyonunu sürekli olarak elinde tutmasını
sağlar.Motivasyondaki güçlülük kazanan ve kaybeden sporcuyu da ortaya
kor.Motivasyonu kuvvetli olan sporcu her zaman için kazanan sporcu olur.
2) Gevşeme(Huzur ve gönül rahatlığı):
Sporcular müsabaka öncesinde sık sık sinirli, gergin,kaygılı,telaşlı
olurlar.Tabi ki biraz heyecan sporcuyu diri tutar ve zararlı olmaz.Ancak Aşırı
heyecana bağlı olarak gergin bir vücut sporcunun fiziksel ve ruhsal konumunu
bozar.
İdeal konumda vücudun kan akışının %40 ı Beyinde , %30 üst gövdede ve %20 si
aşağı vücut bölgesinde akar.Aşırı heyecan ve gerilmede vücut kanının %70 i beyne
yollanır %20 si üst karın bölgesinde, % 10 u ise ayak (aşağı vücutta kalır.Aşağı
seviyede dolaşan kan miktarının düşmesine bağlı olarak vücut ısısı da değişir ve
düşer.
Aynı zamanda heyecan ve gerginlik nefes alışverişini hızlı ve yüzeysel
yapılmasına neden olur.Kan oksijen seviyesi miktarı düşer.Vücut kan oksijen
seviyesini metabolizmasını yavaşlatarak idare etmeye çalışır. Bu sıralarda sık
esnemeler görünmesi vücudun kan oksijen seviyesini eski hale getirmek
istemesinden dolayı refleks hareketlerdir.Buda sanki sporcunun uykusu gelmiş ve
çok yorgunmuş şeklinde biz izlenim doğurur.Bu durum müsabaka için hiçte yararlı
olmaz.
Bütün bu anlatılanlar bir sporcunun ruhi gevşeme ve rahatlığının müsabaka için
ne kadar önem taşıdığının izahı içindir.
3) Konsantrasyon:
Konsantrasyonu etkileyen iki temel faktör vardır.
1-Çevresel etmenler
2-İç faktörler
Bu faktörler sporcuyu bir anda dağıtır ve önde götürdüğü müsabakayı kaybetmesine
neden olurlar.Sporcu çokiyi fiziksel performansına rağmen dikkatini
dağıttığından bir sonraki adımı düşünemez ve hazırlıksız yakalanarak müsabakada
olumsuz bir ortama düşer.
Bu faktörler seyircinin aleyhte veya lehte tutumu , hava durumu, salonun yapısı,
hakemin tutumu, antrenörünün yaklaşımı veya kendi duygusal yaklaşımları
olabilir.Müsabakayı muhakkak kazanma mecburiyeti sonucu kaybetme korkusu ve
stresi bile konsantrasyonu etkileyen faktörlerdendir
Mental çalışma motivasyon, gevşeme ve konsantrasyon arasındaki uyumu sağlama
çalışmasıdır.Her bireyin çalışma biçim ve tekniği kendine göre değişiklikler
içerirebilir.
MOTIVATION
İMAJ ÇALIŞMASI:
Kişinin motivasyon seviyesini yükseltmek için çok farklı çalışma yöntemleri
vardır. Motivasyon bir kişinin verimli olmasını sağlamaktır.Yani antrenman
yapacaksa "en verimli antrenman" veya müsabaka yapacaksa "en verimli müsabaka"
yapabilmesini sağlamaktır.Motivasyon için imaj çalışması maçtan veya
antrenmandan önce yapılır.Sporcu gözlerini kapayarak maçı veya antrenmanı hayal
eder ve yaşar.Bu hayali canlandırmada tüm hünerlerini ve becerilerini
sergileyerek şuur altına bunu gerçekte de yapması gerektiğini yerleştirir.Maçı
kazanabilecek tüm verileri belleğine hatırlatır.Kendini podyuma ve hatta madalya
seremonisine kadar koyarak oraya ulaşacak yetenekte olduğunu kendine telkin
eder.İmaj çalışmasındaki amaç sporcuya sürekli olarak pozitif fikir ve
düşüncelerin hatırlatılıp bunun hayalini kurması sağlanır.
İmaj çalışmasından bir müsabakada başa gelebilecek en zor durumlara ön hazırlık
amacıylada faydalına bilinir.Her türlü baskı ve olumsuzlukta dahi kendine
güvenin ve güçlü kalabilmenin sürdürülebilmesi ön imaj çalışması ile olur.Çünkü
sporcu her türlü ön olumsuzluğa karşı zihnen hazır ve diridir.
İmaj çalışması her zaman ve her yerde yapılabilir. En etkili dönemi de soyunma
odasında beklerken müsabakaya çıkmadan 5-10 dakika önce veya müsabaka
başlangıcından hemen evvel yapılanıdır.Müsabakadan kemen önce birkaç saniye
yapılabilen pozitif yönde bir hayalleşme müsabaka performansına çok önemli etki
eder.
Şartlı Refleks antrenmanı :
Refleks antrenmanı şartlandırması Pavlovian çalışması olarak da bilinir.Bir nevi
davranış bilimidir.Hareketleri refleks olarak kendiliğinden yapılması
amaçlanır.Bun başarılabilmesi için kişinin kendine yapacağı veya başkası
tarafından yapılan telkinin çok büyük rolü olur.
Pavlovun köpekler üzerinde çalışması bu konuda son derece meşhurdur.
Bu çalışmada her zil çalışında köpeklere yiyecek verilmektedir.Köpekler zil sesi
ile yemek verilişi arasında ilişki kurarlar.Bir süre sonra bakılır ki her
önemsiz zil çalışında dahi köpeklerin ağzı sulanır.Çünkü zamanla köpeklerin
salgı sistemleri zil sesine refleks hale gelmişlerdir.Buna da şartlı refleks
demişlerdir.
Misal olarak kendinize güven ve itimat verecek ve dövüşme ruhu aşılayacak bir
müzik seçiniz.Her zaman için bu şarkıları kazanma ruhu dinleyerek antrenman
yapınız ve güçlü olduğunuzu his ediniz. Müsabaka gününde dinleyeceğiniz bu
şarkılar sizi çok olumlu etkiler.Bu tıpkı yeniçerilerin harbe giderken mehter
müziği eşliğinde gitmeleri gibi bir şeydir.
Bu uyarılar sadece müzikle olmaz mimikler, el hareketleri veya bazı
davranışlar da sporcuyu uyarmada rol oynarlar.Misal atletlerin yarış çizgisi
önünde , haltercilerin podyumda halteri kaldırmadan önce veya futbolcuların bir
vuruş yapmadan önceki hareketlerini kontrol ediniz.Değişik mimikler , el
hareketleri farklı davranışlar yaparlar. Bu motive olmaları ve pozisyonu en iyi
değerlendirmeleri içindir.
Motivasyon çalışmasında:
Müsabakanın hemen öncesinde her zaman pozitif imajları ve sonuçları düşünün.
Motivasyon çalışmanız çok net bir amaca yönelik olsun..(muhakkak kazanmak gibi)
Sizi uyaran olayları iyi seçin (müzik, tezahurat, mimikler vs)
|